sucukçu muhasebecisi 2011'e kadar iyi kötü idare ediyordu. çekindiği kurumlar ve güçler vardı. hepsini silip süpürüp, 2011 seçimlerinde %50 oya ulaşınca iyice kontrolden çıktı. bırakın o kurumları ve güçleri, halkın muhalif kesimlerinin hassasiyetlerini bile dikkate almaz oldu. ağzından çıkan sözü kulağı zaten duymazdı ama 2011'den sonra iyice sapıttı. halkın muhalif kesimleri bir yana kendisine baştan beri destek veren liboşları bile kızdırdı. istanbul il başkanı yaptığı şahıs "şimdi ihya dönemine giriyoruz, liboşlarla bozuşmamız kaçınılmazdır" dedi. dış politikada olmadık maceralara girdi. ekonomi, rıfat hisacıklıoğlu'nun da defalarca vurguladığı gibi, son altı yıldır yerinde sayıyor... sonra partisinin ağır toplarıyla, bakan yaptığı başarılı kişilerle bozuştu. çevresine daha düne kadar kendisine söven telekinezicileri topladı... hukuku guguka çevirdi!.. öyle ki ali babacan bile ekonomik kalkınmamızın yavaşlamasının ana sebeplerinden biri olarak hukukun mahvedilmesini gösterdi.
sonra neler olduğu malum... artık ağzıyla kuş tutsa durumunu toparlayamaz. erdoğanizm bitmiştir...
kendisinden daha fazlasını bekleyenler avuçlarını yalasınlar. bir düşünsünler bakalım neden onu anarken hep "sucukçu muhasebecisi" diyorum? hakaret etmek için mi? asla!.. bir kişinin geçmişte yaptığı legal bir iş neden hakaret olsun?
yandaşları "devlet adamı nedir? nasıl olur? hangi niteliklere sahip olmalıdır?" soruları üzerinde etraflıca düşünürlerse sebebini bulabilirler belki...