Toshihiko Izutsu hocanın yıllar önce bir kitabını okumuştum. * izutsu hoca Kur'an'ı anlatırken harika üstü bir cümle kurar bu kitapta. 'Kur'an'ın arap toplumuna yaptığı müthiş bir şey vardır. arap toplumu 'Kapalı' ve 'insan' merkezli yaşıyordu. Kur'an onları 'Evren'i incelemeye, tabiata, doğaya, kendisi dışında var olan doğaya yöneltti. böylece araplar Müslüman olunca doğaya dönüp onu araştırmaya koyuldular ve islam medeniyeti bu şekilde doğdu. tıp, kimya, biyoloji... ve birçok alanda bilimadamı yetişmeye başladı."
bu müthiş tespit yıllarca aklımı kurcaladı. Kur'an'ı okurken izutsu hocanın dediklerini düşünerek okudum hep. hakikaten de allah bizi doğaya yönlendiriyor. karınca, sivrisinek, inekten sütün oluşumu, arının bal yapışı, gök gürültüsü, yağmur, bitkiler... daha birçok örnek var kur'an'Da bu konuyla ilgili.
tefsir veya meallerde en büyük eksiklik sure isimlerinin Türkçeye tercüme edilmemesi. maalesef, galiba 'özel ad' diye hocalar bunu ihmal ediyorlar. fakat sure adları da Türkçeye çevrilmeli. sure adlarını sahabiler takmışlardır. sureyi okurken onlara etkileyici gelen bir ayette geçen kelime sure adı olmuştur. ben de üşenmedim bazı sure adlarını muhammed esed'in Kur'an mesajı kitabından Türkçesini buldum:
bakara-sığır/inek suresi (sığırla ilgili bir olay anlatıldığı için)
en'am-sığırlar
nisa-kadın
maide-sofra
rad-gök gürültüsü
nahl-arı suresi
nur-ışık
neml-karınca
ankebut-örümcek
fatır-göklerin ve yerin yaratıcısı
saffat-sıra sıra dizilmiş varlıklar
zümer-tabiattaki topluluklar (Allah'ın varlığını kanıtlayan)
duhan-duman
zariyat-toz kaldıran rüzgarlar
tur-sina dağı
necm-yıldız
kamer-ay
hadid-demir
kalem-kalem
müzemmil-örtülere bürünen insan
müdessir-yalnızlığına bürünmüş insan
naziat-düşün (yıldızları, gezegenleri, ayı...)
buruç-burçlar (gökyüzündeki yıldızlar)
tarık-gece vakti çıkan yıldız
beled-şehir
şems-güneş
fecr-şafak
leyl-gece
duha-aydınlık sabah
tin-incir
alak-yumurta hücresi (embriyo)
zelzele-sarsıntı, deprem
adiyat-binek atları
asr-yüzyıl
fil-fil
felak-şafağın aydınlığı
nas-insanlar
surelerin hepsini yazmadım. sadece tabiatı konu alan veya tabiatla ilgili konularda örnekler veren sure isimlerini yazdım. ilk Müslümanlar bu sureleri okuyunca tabiata yönelmiş ve 'eşsiz bir merak'la tabiatı incelemeye koyulmuşlardır. tabiat hakkında daha iyi fikirler edinebilmek için de yaptıkları ilk şey başka medeniyetlerin eserlerini tercüme ettirmek olmuştur. yunan felsefesinden yüzlerce kitabı Arapçaya tercüme edip, bir nevi bu kitapların devamı niteliğinde kitaplar yazmış, yeni bilgileri üzerine eklemişlerdir.
günümüz Müslümanlarına kesinlikle 'bilim tarihi' dersi okutturmak gerekiyor.