Bilgi fakiri bir insanın, bitmek bilmeyen sorunsalıdır..
Bak güzelim, bak yavrum, bak canım, gel otur şöyle, çıkart gözlüklerini çıkart, ismin ne senin? -tihulu. Sen neden sürekli bir cisim yaklaşıyor diye geliyorsun tihulu he, neden yapıyorsun bunu?
Fay hattı denilen derin ve mistik bir olguyu, telefon hattı sanan yazarın serzenişi bu.
Fay hattı gizemlerle beslenir, bir an da, hangi sismolojik olayın bilinen bilinmeyen fay hattını tetiklediğini kestiremezsin, o yüzden depremi önceden bilip haberdar edemezsin, kaf dağını bulmadan ona bağlı damarlarla hareket eden bir gezegeni insanoğlu kontrol edemez. Ki kaf dağını bulsanda edemeyecek ya neyse..
Deprem sürekli olan bir şeydir, dikey ve yatay şekilde krater sürekli hareket eder ve levhalar birbirine geçmeye, ayrılmaya devam eder, o koca koca dağlar bildiğin bulutlar gibi hareket ediyorlar..
Okyanus sırtı ve deniz altı hareketlerini çok üstün kabiliyetle inceleyemediğimiz için bu olayara daha da maruz kalacağız, oşinografi bile sondajla halledemez bunu, ansızın bir levha hareketi tsunamilere büyük depremlere yol açmaya devam eder..
Bu şunun gibidir, yağmur başlar, şimşekleri görürsün, ama yıldırımın nereye düşeceğini kimse tahmin edemez..
