mesleğe başladığımın ilk yıllarıydı. bir haciz işlemi nedeniyle kolluk gücüne ihtiyaç duymuştuk. haciz mahalli can güvenliğimiz açısından tehlike arzediyordu. resmi yazıyla birlikte karakola girdim ve polis memuru talep ettim. bir komiser yardımcısı gayet ukala bir tavırla polis olmadığını memur veremeyeceğini söyledi. bende karakol amiri başkomiserin odasına gideceğimi durumu ona izah edeceğimi belirtip yürümeye başladım bu arkamdan ukala ukala konuşmaya devam ediyordu aldırış etmedim. başkomisere durumu izah ederken arkamdan odaya girdi ve polis verilecek durumda olmadıklarını söyledi. bende yüzüne bakmadan direk başkomisere dönerek "öyleyse haciz mahalline neden polis gönderilmediğini bana yazılı olarak belirteceksiniz. doğacak sorumluluk size aittir" dedim. öyle diyince başkomiser iki polis memuru verdi ve biz haczimizi yaptk tabi olay çıktı tahmin ettiğimiz gibi. öldürülebilirdim, öldürülebilirdik ama verilmiş sadakamız varmış. ben bilmiyorum tabi bu komiser yardımcısı beni kafaya takmış. bir gece yarısı halı saha maçından dönüyoruz başka bir avukat arkadaşla birden yanımızda bir ekip otosu durdu bütün polisler indi başlarında da bu zat-ı muhterem var tabi. oo beyler bu saatte nerden nereye böyle dedi. bende evimize gidiyoruz maçtan çıktık dedim. üst araması yapacaklarını söyledi bende yapamayacaklarını bunun yasalara aykırı olduğunu direneceğimi gerekirse şikayetçi olacağımı söyledim. öfkeyle arabaya bindi ve uzaklaştı tabi. daha sonra bir iki kez karşılaştık fakat başkaca da bir problem çıkmadı.