zaman geçtikçe güzellikleri azalan anılardır.
ben o günleri hatırlarım. terörün zirve yaptığı yıllarda polislerin, polis ailelerinin nasıl birbiri ile yardımlaştığını; nasıl dayanıştığını.
yeri gelir korkudan, güvenlik endişesinden -doğu illerinde- lojmanlarda bir ailenin evinde kalınırdı. göreve giden eş için herkes endişe eder; göreve gitmeyenin evinde kalan herkes aile ferdi olarak bellenirdi.
yalnızca doğu illerine has bir dayanışma söz konusu değildi. batı illerinde de, bu dönemleri yani zor dönemleri geçirmiş kimseler meslekdaşlarının aileleri ile daha farklı ilişkiler geliştirdi. ama gel zaman git zaman o adamlar gitti. silah arkadaşı, aile dostu adamlar, çok klişe bir tabir ama sırtını birbirinden başka kimseye dayayamayacağını bilen adamlar gitti, onların yerine şu an sağda solda gördüğümüz bencilin, çıkarcının bayrak taşıyanı lise, üniversite mezunu, dert tasa görmemiş polisler geldi. polis çocuğu olduğunuzu anladığında size bakışı bile değişen beyaz saçlı memur amcalar gitti, yerine kendini matah bir şey zanneden ukala tipler -çok büyük bir kısmı ne yazık ki- geldi.
benim için polislerle yaşanılan anılardan bahsedilmeye değen şey genel hatlarıyla bunlardır.