Zekamız çevresel değişimlere ayak uydurmamızı ve yaşamsal sorunlara işlevsel çözümler getirmemizi sağlar. Yani yaşama kabiliyetimizi artırır. Zeka; kişinin genel bilişsel problem çözme yeteneği olarak tanımlanabilir. Beynin ilişkiler ve benzetmeler yoluyla akıl yürütme kapasitesi, hesaplama ve hızlı sonuca varma yeteneği de denilebilir. Yani Türk Dil Kurumunun tanımında olduğu gibi, “Zeka; insanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı”dır.
Bilim insanları önceleri zekayı “genel aklı-başındalık durumu” şeklinde basitçe tanımlamışlarıdır. Ancak sonraları bu basit yaklaşımın yeterli olmadığını görmüşler ve çok daha kapsamlı bir tanımın gerekli olduğu konusunda hemfikir olmuşlardır. Buna göre zeka; önceden öğrenilmiş bilgi, kavram ve deneyimleri uygun şekilde birleştirebilme, bunları doğru kategorize ederek depolama, bu bilgiyi kullanarak karşılaşılan sorunların çözümünü bulma ve günlük hayatta pratik şekilde kullanabilme yeteneklerinin bileşimidir.
Zeka çok sayıdaki bilişsel yeteneğin uygun şekilde kullanımını içerir. Bunlar objektif ve hızlı kavramsal algılama, görsel algılama, sınıflandırma, ilgili bilgileri birleştirme, depolama (hafıza), matematiksel işlem yeteneği ve sözel ifade yetenekleridir.
Araştırmalar tüm bu bilişsel yeteneklerin ve dolayısıyla zekanın yeterli uyaran ve tekrar ile geliştirilebilir olduğunu göstermektedir.