Üzerinde Arapça ‘Yâ Muhammed, yâ Ali’ yazan bir tablo asılı olan bir duvâr ve onun tam karşısında Hazreti Ali’nin kılıcı Zülfikâr’in resmedildiği bir başka tablonun asılı olduğu bir ev düşünün. Yine başka bir duvârında da Arapça Ali yazılı başka bir tablo olsun. Bu evin içinde ağzındaki en büyük küfrü ‘yezit’ olan bir anneanne olsun. Görünürde iran’da bir şiî âilesinin veyâ Anadolu’da bir alevî âilesinin eviymiş gibi bir durum vardır. Oysa bu vazîyet iran’da değil Orta Anadolu’nun kızgın bozkırlarında görülebilir. Tamâmiyle sünnî olan ve tercîhen ne şiîlik ile ne de komşuları olan alevîlerle bir bağ istemeyen bir âilenin evidir.