7 Haziran seçimlerinden beri Türk siyasetinin içinde bulunduğu durum. Siyasetçiler de dahil tüm Türkiye sonuçları çok olgun bir şekilde karşıladı. Sözlükte kızılca kıyamet koparan aktrolleri ve kendinden geçen kimi mhplileri ve onların reel hayattaki birkaç benzerini saymazsak genel olarak herkes birbirine saygılı idi; daha çok kendi yanlışlarını belirlemek için uğraşacakları yönünde izlenimler edindik. Seçim kampanyası sırasında neredeyse birbirlerine ana bacı avrat düz giden söylemlerin ortadan kalkması tabi ki çok sevindiriciydi. Burada en büyük pay da RTE'ye ait. Ota boka her şeye karışan cumhurbaşkanı, kötü bir tokat yediği için sustu ve ortalık gördüğünüz gibi yatıştı.
Amaa...görünen o ki bu süre bitmek üzere. Şimdi artık kulisler, kapalı kapılar ardında pazarlıklar, tavizler, vaatler, ikili oynamalar zamanı; o yüzden bu sürenin yine yerini kargaşaya bırakacağını düşünüyorum.
iş dünyası ise çok büyük bir olgunluk göstererek hiçbir tarafa meyletmeden, "sadece güçlü ve Türkiye'yi gerçekten yönetecek bir hükümet kurulsun, ülkeyi hükümetsiz bırakmayın o zamana kadar biz durumu idare edeceğiz paniklemeyeceğiz" diyerek en büyük iyiliği yaptılar. Tabi her şeyde herkesle zıtlaşan RTE'nin susmasının yine payı büyüktü.
Bu hafta hem siyaset hem de ekonomi alanı hareketlenecek gibi. Çok sıkıntılı günler görebileceğimiz gibi çok aydınlık günler de görebiliriz. Hayırlısıyla.
