temyiz kudreti yeterli olmayan bir topluluk düşünüldüğünde, ağalarının *, şeyhlerinin *, hatta eşlerinin, ebeveynlerinin * baskısıyla oy atan bir toplum düşünüldüğünde kesinlikle gerçekçi önermedir. üç beş nursuzun hönkürmesiyle değişecek türden bir gerçek de değildir üstelik bu tablo. hükümetin ekonomik politikaları fiyaskodur. istihdam, cari açık, dış ödemeler dengesi, üretim gibi ekonomide gedik oluşturan yapısal sorunlara yüksek derecede reel faiz vererek sıcak para politikası ile ve haraç mezat özelleştirme ile karşı koyulmaya çalışılmış ve başarısız olunmuştur. iç ve borç dış stokları kriz yaşayan 2001 ekonomisine oranla kat be kat artmış, hane halkının bankalara borçluluğu yaklaşık olarak 10 kat artmıştır. ihracat artıyor diyerek sevinen ve kafalarını kuma gömen einsteinlarımız, ihracatımızın ithalatımızı karşılayamamıyor olmasını ve gediğin sürekli büyüdüğünü görmezden gelerek devranlarını döndürmeye çalışmaktadırlar.
akp'den nemalananlar vardır. kimler mi? say say bitmez. hemcinsi ile cinsel ilişki kurduğunu ikrar eden cemil ipekçi bile akp borazanlığı yaparak çeşitli kamu kurumlarının ihalelerini almıştır. kendi yandaşlarını ihaleye boğan, sözleşmeli ya da kadrolu olarak devlet kurumlarına ya da belediyelere sokan kokuşmuş zihniyet tabi ki başarısızdır. Göbeğini kaşıyıp, karnı doyduktan sonra geyirdiğinde hamd edip, ilkesizce yabancılara peşkeş çekilen hazine arazilerine, misyoner vakıflarına satılan arsalara, yabancı şirketlere satılan bankacılık sektörüne, telekomünikasyon sektörüne boş gözlerle bakan insanlarımız nezdinde başarılı olabilir, kaldı ki bu sıradan insanımızın neması da seçimden birkaç ay önce başlayan 1-2 senelik baklagil stoğudur.
evet din-iman karın tokluğu olmuşsa, din-iman amerika'nın emirleri ve çıkarları doğrultusunda hareket etmemenin akıllıca olmadığını ikrar etmiş sufli yapılı bir cemaatin şeyhinin ve mezkur cemaatin tekeline girmişse vay halimize.
sadece başarısızlık değildir yaşanan... atatürk'ün ağzından çıkmış şu satırlarda saklı olan gerçekliktir. inkılap ve inkilâp arasında inkilâbı tercih etmektir.
esas, türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. bu esas ancak istiklal-i tamme malikiyetle temin olunabilir. ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun istiklalden mahrum bir millet, beşeriyet-i mütemeddine muvacehesinde uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye kesb-i liyakat edemez.
ecnebi bir devletin himaye ve sahabetini kabul etmek insanlık evsafindan mahrumiyeti, acz-ü meskeneti itiraftan başka bir şey değildir. filhakika bu dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir ecnebi efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. halbuki türk'ün haysiyeti ve izzet-i nefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evladır!