burada esas sorun herşeyin boş gelmesi değil,"birden boş gelmesi"dir.nitekim herşeyin kendisine birden boş geldiği kişi,hayatını anlık ilhamlar doğrultusunda anlamlandırmakta ve "boş yaşadığını"rastgele farketmektedir.
necip fazıl'ın ihtidasından önceki pişmanlığını dile getirdiği:
"tam otuz yıl,saatim işlemiş,ben durmuşum
gökyüzünden habersiz,uçurtma uçurmuşum" durumunu anımastmaktadır.
gene de,boş yaşamasına rağmen kendini önemli hisseden zevatın durumundan bir parmak üstündür böyle hisseden kişi.en azından kendini bilmektedir.