kişiyi çevreye karşı duyarlı hale getirmez. aksine duyarsızlaştırır. eskiden ''mına kodumun teknoloji dükkanları, başlangıç dslr makineleri satıyor ucuz ucuz!'' diye isyan ederdik. hatta bir dönem de haklıydık. bu sanal alem yüzünden herkes aynı yaftayı yedi. ama şimdi değişti fikirler. sonuna kadar arkasındayım o teknoloji marketlerinin. daha da ucuza satsınlar makineleri. hatta bir alana bir bedava yapsınlar. sonuçta iş ortaya çıkınca insanlar ''haa, biz yanılmışız, ne varsa eskilerde varmış.'' diyor. savunduğum, değişmeyen fikirlerim hala var. orası ayrı. insan her gün sosyalleşiyor. fotoğrafçıyım diye kendini tanıtan insanlara sorularım belli artık. branşın ne? tarzın ne? hangi ajansa bağlı çalışıyorsun? son sergin ne zamandı? fotoğrafların ortalama kaça satılıyor? aldığım cevaplara göre diyalogta kalıyorum ya da gidiyorum. bu kadar basit. büyütmemek lazım. bırakın çeksin insanlar. bu branştan anlamayan insan da alsın eline bir makine. bırakın insanlar egolarını tatmin etsin. bu işten ekmeğini kazanan insanların bütçelerine darbe vuramıyor zaten onlar. sonuçları bir sene sonra bir çekmece veya dolaba konmuş bir fotoğraf makinesi oluyor. ama öyle çok felsefik bağlamlara da getirmemek lazımdır bence bu fotoğrafçılık mevzusunu. ya çekiyordur bir insan, ya da çekmiyordur. ama şunu bilirim, ben yandım eskiden siz yanmayın diye söylüyorum, kimseden ama kimseden fikir almayın. kendinizi geliştirin. okuyun, araştırın, uygulayın. saygılarımla.