--spoiler--
Kültürü çok geniş, değerli bir dostum bana diyordu ki: "Artık benim için yeryüzünde
bir tek eğlence kaldı: Okumak. Ne danstan, ne toplanmalardan, hiçbir şeyden tatlı bir duygu
alamıyorum, insanlardan kaçan yabanî bir mahluk oldum."
Bu duyuş, belki sinir bozukluğundan ileri geliyor. Yalnız doğru bir tarafı var ki, o da
bu dostumun her tatlı duyguya karşı taş gibi donuk ve soğuk kaldığı halde okumaktan kendini
alamamasıdır. Demek ki kültürlü bir insan için; düşünen, anlayan, öğrenmek isteyen bir
kimse için her eğlence geçilebiliyor, hepsi sönüp gidiyor; yalnız okumak kalıyor.
Öyle ise okumak nedir, nasıl bir iştir ki böyle sürekli ve kolay ölmeyen bir tadı var?
……………………..
Yalnızlıkta, dost ve arkadaş yokluğunun yerini ancak kitap tutabilir. Bulabildiğimiz
kitabı yazan, sizin bu tek başına kaldığınız anda konuşabileceğiniz tek arkadaş değil midir?
Yazık okumaya alışmamış, onun tadını almamış olanlara. Onlar ıssız bir âlemde,
yapayalnız yaşayan mahluklardır.
--spoiler--