akpsiz bir türkiyenin daha kötüye gitmesi

entry8 galeri
    1.
  1. işçiler arasında birbirine zıt denebilecek burjuvazi kaynaklı iki yaygın yanılsama var. birincisi; koalisyon ihtimaliyle beraber ya da akp'siz bir türkiye'nin daha kötüye gideceği. ikincisi; akp karşısında chp-mhp-hdp(akp karşıtı %60'lık oy oranı yüzünden) koalisyonuyla türkiye'nin daha iyiye gideceği. bu iyiye giden ve kötüye giden türkiye tahminleri, burjuvazinin iç meselesi olabilir. ama işçi sınıfının, ücretli kölelerin meselesi olamaz. işçi sınıfının meselesi tek parti hükümetleri mi çok parti hükümetleri mi daha iyi tartışması değil, kapitalizm mi daha iyi sosyalizm mi daha iyi tartışması olmalıdır. sömürgen sınıfın üretim araçları üzerindeki özel mülkiyeti ve meta üretimi/meta istifleme amacıyla ücretli emek mi daha iyi yoksa toprak dahil tüm üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti ve toplumsal ihtiyaçların karşılanması amacıyla emek kolektifi mi daha iyi tartışması olmalıdır.

    işçi sınıfının meselesi, en birinci anayasal madde olarak çalışmayana zevk ve sefa yasasının mı, yoksa çalışmaya ekmek yok yasasının mı daha iyi olduğu tartışması olmalıdır. ama bugünkü durumda ideolojik ve örgütsel birliği yok denecek kadar zayıf işçilerin yüreklerine korku salmak için burjuvazi ilk bakışta çok karmaşık ve kendi içinde tutarsız gözüken bir oyun oynuyor. aslında ya akp’yi, ya diğerlerini seçeceksiniz diyerek işçileri bağımsız sınıf ve devrimci iktidar mücadelesi yürütmekten alıkoymak, sermayenin dünyasına karşı emeğin dünyasının birliğini engellemek, azçok kapitalist düzen çerçevesine sadık alternatiflere tav olmasını sağlamak istiyor. oyunun özü budur. öncelikle şunu çok iyi bilmek gerekir: işçi sınıfı savaşkan olmaz ve kendi savaşçı partisinde örgütlenmezse, kendi kurtuluş koşullarının sosyalist ve komünist bilincinde olmaz ve kendi siyasal amaçlarını gütmezse, bu sınıfın önüne kurtarıcı diye her çıkan başımıza kızılcık sopalı çoban kesilir. işçi sınıfının kurtuluşu kendi ellerindedir. bu işçi sınıfının bilinçli öncüsünün şimdiki taktiği ne mi olacaktır? öncelikle korkak burjuvazinin korkutma taktiklerine gülüp geçmek. daha sonra, kendi iktidar bileşimini şimdiden kendisi oluşturmak, yani kentte ve kırda, çalışan halkın çıkarlarına sadık ve mümkün olduğunda güvenilir sosyalist ve tutarlı demokrat temsilcilerini seçip bağımsız meclisler oluşturmak, bunların birlikte çalışmasını sağlamak. burjuvazinin masasında yatan hükümet biçimlerinden biri nasılsa bu sınıfın çıkarları doğrultusunda kurulacaktır. bu olasılıklar içinde değil, ama dışında, proletarya kendi gerçeğini takip etmelidir.

    yani hangi hükümet kurulursa kurulsun, proletarya, öncelikle en acil sosyal ve ekonomik taleplerini militan şekilde ve en yüksek sesle istemeli, burjuva parlamentosunun dağıtılıp kendi meclislerinden çıkan ve kendileri tarafından istenildiği zaman görevden alınabilecek delegelerin üst bir kurucu meclise seçilmesini istemelidir. ayrıca, bu kurucu meclisten de, hiçbir burjuva bürokrasiye ve yasal engele başvurmadan, derhal burjuvazi ve siyasal temsilcileri üzerinde bir dizi diktatör kararname yoluyla tüm çalışan emekçi halkın yaşam koşullarını iyileştirecek uygulamaların derhal başlatılmasını, mevcut sendikaların yanında işyeri komitelerinin de örgütlenme özgürlüğünü, büyük parçalı toprakların ve büyük fabrikaların/işletmelerin bağımsız işçi-köylü temsilcileri denetiminde ve yönetiminde toplumsallaştırılmasını, halkın üzerindeki her türlü baskıcı kolluk kuvvetinin kaldırılıp yerine silahlı halk milisinin geçirilmesini, ulusal azınlıklara bütün haklarının verilmesini ve gönüllü birliğin tam eşitlik temelinde güçlendirilmesini, kayıtsız şartsız tam demokratik bir cumhuriyeti vb istemelidir. işçi sınıfının kapitalizme ve her tür gerici despotizme karşı savaşan demokratik ve sosyalist programı budur.
    0 ...