çevremde yeterince örneklem üzerinde gözlemleme şansı bulup, anlam veremediğim insan türüdür.
günümüzde kadınları memnun etmek gerçekten çok zor. yani o eskiden söylenen iki gönül bir olunca samanlık 5 yıldızlı otel olur muhabbeti yalan olmuş vaziyette. her zaman ama her zaman bir tık yukarısı isteniyor. elindekinin değerini bilmek uygun bir mezarlığa defnedilmiş, artık herkes daha iyisini nasıl elde ederim derdinde..
ben anlamıyorum arkadaş bu kafayı. ulan bu erkekler insan değil mi ? tamam erkekler de güzel arabalara binip, güzel kıyafetleri giyip, janti ayakkabıları olsun, iyi yerlerde yemek yesin ister vs. ama ben daha parasız kalıp da tavuk döner yiyince ağlayıp zırlayan bir erkek daha görmedim. ya da düğünde istediği damatlığı alamayan adamın dramı diye bir hikayeye şahit olmadım.
hayır işin garibi eğitim seviyesiyle ya da sosyokültürel sebeplerle açıklayamıyorum bu ömür boyu süren tozpembe diziyi. farklı farklı bir çok kişide aynı durumu görmek mümkün.
nedir lan bu prenses sendromu ? ben en iyisine layığım o yüzden her türlü silahı kullanırım tripleri. lan erkek adamın canı yok mu yani. hayatı zehir etmenin ne alemi var ? abi anlamıyorum kadınlar bu kadar kör mü ne gerek var ota boka insanı isyan noktasına getirmeye ? bu kadar zor mu mutlu olmak ?
yok benim düğün arabamda oyuncak damatla, gelin yok; ben hiç böyle hayal etmemiştim, neden düğün yapmadık bak arkadaşlarımın hepsi düğün yaptı..
ben böyle değilim diyen biri varsa hemen gelsin beni annemden istesin.
bu arada güzel sözle, jestle, iltifatla yetinen kadına pek rastlamadım ben ne yalan söyliyim. bunca yıllık iltifatörüm kesmiyor aga bir süre sonra bir tık yukarısı yine. belki ilişkinin bir döneminde. ama genelinde anlayış gösterip yerine göre '' peki hayatım '' demeyi bilen pek yok ya da çok az. heralde hediye de alınır, sevgi gösterilir, iltifat edilir. ama içten gelmesi lazım biraz. devamlı darlamayla,zorlamayla olmaz bu işler. illa bu olsun, almazsam tırnaklarımı yer intihar ederim kafası benim eleştirdiğim.