tüketmek ve onarmak arasındaki ilişki

entry1 galeri
    1.
  1. Tüketim, insanlığın tarihinin, yani gündelik hayatını üretmeye başladığından itibaren kültürel bir öğe olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüketim, kapitalizmden önce de kültürel bir görünüm sergilemekteydi. Fakat kapitalizm öncesi tüketim kültürü daha yerel ve ancak o kültürün bünyesinde yetiştirdiği devletin gücü oranında yayılım gösterebilmekteydi. Ayrıca kapitalizm öncesi tüketimde seri üretim ve fordist seri üretimin yer almaması, bu dönemlerde yapılan tüketimin ancak ihtiyaç karşıladığı oranda değer sahibi olduğu anlamına gelmektedir. Tüketim, o zamanlarda kendi başına bir kültür üreticisi değil, günlük hayatın üretiminin bir evresiydi. Kısacası kapitalizm öncesi kültürlerde tüketim, kendi başına anlam ifade eden bir kavram değil, yan kavramlarla ancak tanımlayabileceğimiz bir kavramdı.

    Tüketim, şu günün şartlarında kendi başına bir kültür ve kültür yaratıcısı konumundadır. insanları kapsayan, insanları yönlendiren, insanları belli yaşam stillerine zorlayan tüketim kültürünün genişliği karşısında insan hayrete düşmeden edemiyor. insanı hayrete düşüren bir başka konu da bu tüketim kültürü içinde kendini var eden tüketim karşıt-kültürlerin varlığıdır. Reklamların göklere çıkardığı ürünlerin alternatiflerine yönelmekle kolayca hayatımıza sokabileceğimiz bu karşıt kültürün bir başka boyutu da ‘’onarmak’’ fiiline bağlı kalınarak uygulanan tüketim karşıtı duruştur. Buna bir başka tüketim tarzı adını vermek de sanırım yanlış olmaz.
    Onarmak, ilk anlamıyla aksaklıkları gidermek olarak görünmektedir. Bir başka anlamıyla bir ahlak anlayışıdır. Bozulan bir nesneyi atıp yerine yenisini almak yerine onarma çabasına girişmek, kullan-at tarzı tüketiciliğin karşısında duran bir başka tüketicilik biçimidir. Onararak tüketmek, sisteme bir tür karşı duruştur. Yeri gelmişken belirtelim; onarmanın ahlaki boyutu, söz konusu ürünlerin pazar fiyatlarının düşüklüğü oranında artmaktadır.

    Yırtılan bir elbiseyi dikmek, bozulan bir televizyonu tamir etmek ve hatta yamulmuş bir çatalı düzeltmek bile onarmak fiilinin içinde yer alabilir. Onarmak fiiline yönelim, onarma üzerine bilgi ile mümkündür. Bu bilgi, ustalık seviyesinde bir bilgi ve deneyim birikimini gerektirmez. Bozulan bir ürün profesyonel tamire ihtiyaç duyabilir. Bu noktada bireyin yapacağı şey, o ürünün tamiri hakkında ustalığı bulunan insanlardan yardım almaktır. Bozulan bir ürün atılmamalıdır. Tamir edilmelidir.
    Çoğu elektronik eşyanın kullanma klavuzu vardır, fakat tamiri hakkında bir klavuzu yoktur. Bir cep telefonunu tamir etmek, yine şirketin kendi bünyesine çektiği, tüketicinin bilgisine sunulmayan bir uygulamadır. Bu, profesyonellik gibi görünse de bireyi tükettiği maddeden uzaklaştırmaktır. Basit bir format atma işlemine bile profesyonel tamir görünümü vermek, kapitalist şirketlerin sıkça uyguladıkları ve işlerine fazlasıyla yarayan bir yöntemdir. Garanti uygulaması; tüketiciyi, tüketim ürününe yabancılaştıran bir uygulamadır.

    Tüketim, her ne kadar halihazırda var olanlarla ilişkilendirilmesi zor olsa da, ideolojik bir eylemdir. Farklı ideolojiler, farklı tüketim biçimleri tavsiye eder. Ayrıca sınıfsal bir boyutu da vardır ve kapitalist şirketlerin bu boyutu ortadan kaldırmaya yönelik çabaları çıplak gözle görülebilecek kadar belirgindir. Bizim için yapılmamış cep telefonlarını kullanıyoruz, bizim için üretilmemiş kıyafetleri giyiyoruz. Bunun en öncelikli amacı, sınıflar arası kültürel farklılıkları yumuşatarak alt sınıfların sınıf bilinci kazanmasını engellemektir.
    Tüketim kültüründe mekan boyutu, tek kullanımlık ürünler seviyesine çekilmeye çalışılmaktadır. Halka açık parkların bakımı, ‘’profesyonel’’ işçilerin ellerine bırakılıp park tüketicilerini parkın kendisinden uzaklaştırma şeklinde olmaktadır. Bir insan, her gün aynı parkta saatler geçirebilir, fakat o parktaki ağaçları sulaması o kadar kolay değildir. istediği gibi ağaç dikemez, patika yapamaz. Bir cep telefonu sahibi o telefonu günün istediği saatinde, istediği kadar kullanır fakat hiçbir tamir girişiminde bulunamaz. Eğer bulunursa şirketin sunduğu profesyonel yardım hakkından vazgeçmiş olur. Tüketim, tamamen dönüşüme maruz kalmaktadır. Görünür bir yasak olmamasına rağmen evde üretim, evde tamir gittikçe zorlaşmaktadır. Tüketimin de geleceği üretim benzeri bir karanlığa evrilmektedir.

    insanların kıyafetlerini yamadıkları, bozulan televizyon anteninin yerine çatal sokup televizyonu çalıştırdıkları dönemler ellerimizden kayıp gidiyor. Onun yerine ‘’yeni’’ olanın ideal olduğunu düşünen bilinç kalıpları her gün başka yollarla zihnimize işleniyor. Sürekli değiştirdiğimiz tüketim mallarının akışında insan, kendi kişiliğini hiçbir tüketim ürünüyle ilişkilendiremiyor. Değiştirilen cep telefonlarıyla, sürekli satın alınan kıyafetlerle insan kişiliksiz varlıklara dönüşüyor. Yapımı çok basit olan yoğurdu bile hazır olarak aldığımız şu dünyada insanlar her şeye rağmen tüketim ürünleri üzerinden kendilerine sosyal bir kimlik yaratmaya çalışıyor. Yarattıkları bu şekilsiz kişilikler medya ve diğer organlar vasıtasıyla bir şekilde idealleştiriliyor. Android işlemcili bir telefon olmadan genç olunamıyor bu dünyada. Starbuks’tan kahve içmeyen orta sınıf olamıyor. Muhalif yayın yapan gazeteleri okumayan insanlar muhalif olamıyor. Bir yandan da genç olmanın, orta sınıf olmanın, muhalif olmanın içi boşaltılıyor. Bu kimlikler sakatlanıyor ve içinde durulması imkansız kalıplar halini alıyor.

    insan, kullandığı ürünün tamiri hakkında da bilgi sahibi olmalıdır. Ve tamir etmelidir. Evinizden tamir çantasını, kuvvetli yapıştırıcıları, lehim makinesini, izole bantları ve tamir bilgisi içeren kitapçıkları ayırmamanız dileğiyle.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük