kant'ın en önemli ardılı. kant, descartes'den bu yana gelen varlığı "ben" üzerine kuran yeni çağ idealizmini yıkarak, insan aklının kategorilerine o zamana kadar nesnel gerçekliğin birliği içinde değerlendirilen zaman-mekan kategorisini de sokmuştu. schopenhauer ise bunu ileri götürürek mutlak ve durdurulumaz bir gücü ifade eden "iradenin" yarattığı gerçekliğe akılla değil iradenin kendini ifade etme biçimi olan "beden" üzerinden ulaşılabileceğini gösterdi.
nietzsche, kendi felsefisini ilk başta hemen hemen bütünüyle schopenhauer'in bu teorisi üzerine kurarak parsaya konmuş geri kalan yaşamında da schopenhauer'in kuramını yıkmak için uğraşmıştır. nietzche'nin böyle buyurdu zerdüşt kitabının başında zerdüşt'ün yıllarca sığındığı mağaradan çıkıp yol üzerinde karşılaştığı ve felsefi bir tartışmaya girdiği ak sakallı ihtiyar aslında schopenhauer'in ta kendisidir..