buna en mukabil halk tarihsel şartları da göz önünde bulundurarak kürtlerdi, ve şimdilerde o kürtler her daim dikta ve darbe sorununa haiz olan sıkıntılı türk demokrasisinin yeniden inşa etmenin temellerini atmış bulunuyorlar. hem de türkleri de kapsayan geniş ulusal bir çercevede. bazı kimseler kürtlerden nefret edip onlarla hiçbir uzlaşıya yanaşmaalar da, kürtlerin kapsayıcı insanlık ve demokrasi anlayışından yakalarını kurtaramıyorlar. kürtler kendi kürtlükleriyle ilgili siyasal ve kamusal sorunları bile tam olarak halledememişken, çoğunlukla asimile edilerek kendini türk olarak tanımlamaya başlayan fakat ezilmiş, ötekileştirilmiş, varoşluğa, lümpenliğe sürüklenmiş halkları da insanlık onuruna yaraşır, kardeşçe bir yaşam ve gelecek için kürdistan'dan esen rüzgarlarına katıyorlar. ama bizim lümpenler, varoşlar, faşistçikler, ırkçılık oyuncuları rahatsız tabii, onlara ne gerek ki demokrasi, eşitlik, adalet, hukuk. onlara bir diktatör putu ver, sürekli bazı günlerde anıp yüceltsinler, poh poh etsinler, arşa erdirsinler veya bir din simsarı "lider" gönder istismar edilecek bütün dini duygularını sömürüp kendi cebini doldursun, ve veyahut kendi ırkını, milletini tüm tarihsel geri kalmışlığına rağmen mantıksızca üstün zanneden bir lider olsun, onların olsun. türk halkı, kürt halkının tarihsel mücadelesinden yükselen bu insanlık ve onur ayaklanışına, mücadelesine, çağrısına riayet edip eklemlenemediği, bunu benimseyemediği sürece, geniş yelpazedeki siyasi düzenbazlıkların ve düzenbazların oyununda bir piyon bile olamayacak kaderi kendilerine de reva görüyorlar demektir.
