piskevit reklamı gibi bir şey.
- ne yapıyosun abi?
-sosyal sorumluluk şeysi.
- neysi?
eski zamanlarda soysal diye biri varmış . acayip sorumluluk sahibi biriymiş. habire sorumlu tutuyorlarmış bunu. birinin eşeği kaybolsa bundan bilirlermiş, parası çalınan buna gelirmiş, ayfonu düşen yakasına yapışırmış. bu da garibim, kaderim der güler boyun bükermiş. bir keresinde acayip pis dayak bile yemiş. dişini çenesini hep eline vermişler bunun. hala akıllanmamış yine sorumluluk alıp duruyormuş. mahallesi yetmiyor bir de dışarıdan kiralıyormuş sorumluluk. sonra bir gün bu yine kahvede böyle sorumluluklarla uğraşırken içeriye bir adam girmiş. birden herkes tırsmış. gelen "sabihi"ymiş. konu buraya nasıl geldi inanın onlar bile anlamamış, akışına bırakmışlar. neyse efendim bu sabihi, soysala doğru yaklaşmaya başlamış. soysal hafiften tırssa da belli etmemiş. ani bir hareketle soysala "mucccıuk" diye hareket çekmiş. soysal birden havaya zıplamış ve bu adamın asker arkadaşı olduğunu anlamış. sarılmışlar tabi hoş beş falan, oturup birer çay içmişler...
- abi ne anlatıyorsun sen?
- sorumluluk şeysi?
- abi kalk bir duşa falan gir kendine gel yine sıyırdın kayışı.
- daha bitmedi ki bitireyim bak anlayacaksın.
hadi abi hadi...