bir haber dolaşır semada pulpul;
kılınçlar bilensin akın var çine.
yiğitler at sürer düşman içine;
tarihe hükmeden bir ses duyulur: -
vur! türklük aşkına vur
yüklenir bir ülke oymak ve avul,
sel olur ordular, batıya akar.
uçar elden-ele bozkurtlu bayraklar.
emreder bir başbuğ, sade ve vakur:
- vur! bayrak aşkına vur!
karışır top sesi, nal sesi, davul..
çağdan çağa çığır açar gemiler.
bir hâkan atını denize sürer
ve der ki: yıkılsın bizansı koruyan sur,
- vur! fetih aşkına vur!
parçalanmak istenir bir ülke, anadoludur:
şahlanır bir anda bin yıllık hınçlar;
eser poyraz poyraz eğri kılınçlar,
kütahya düzünde kelle savrulur...
- vur! toprak aşkına vur!
ya... işte tarihin böyledir oğul!
geçmişten hız alsın geleceğin de..
göster türklüğünü tunç bileğinle!
bu dine, bu ırka ve bu toprağa
sataşmak isterse herhangi gavur:
- vur! allah aşkına vur