tarif edemediğimiz her acı, boğazımıza düğümlenen her yumrukta sanırız ki ölecek gibi oluyoruz... sanki ölmek böyle bir şey deriz... böyle olmalı ki ondan sabah olmuyor... herşey birden çıkınca rayından, çözüm yollları bir bir tıkanınca... umutlarımızı koyduğumuz cebimize gider elimiz... cep delineli çok olmuş... farkına vardığımızda herşeyin sonu olduğunu düşünürüz... karamsarlıkla geçer günler... ama geçer... en kötü gün bile geçer... ağlayarak da, kafanı duvarlara vurarak da geçirirsin zor günleri... ama ölenin acısı nasıldır bilinmiyor ki.. o can çekişmelerin ve sonunda ölecek olduğunu bilmenin verdiği çaresizlik hangi acıya eşdeğerdir...? değildir... öyle olsaydı faturalar ödendikten sonra tekrar hayatımıza dönerdi o ölenler... ölmeleriyle hayatımızı yasa boğan sevdiklerimiz... unutamadıklarımız... giden çok sevgili döndü de, bir ölenim çalmadı bir gece ansızın kapımı...