senelerdir bir bor madenleri hikayesidir konuşulup gidiyor. yok işte efendim bizim geleceğimizmiş, dünyadaki rezervlerin yüzde yetmiş beşi bizim elimizdeymiş, sonracıma uzay teknolojisinde bor madenine ihtiyaç duyuluyormuş vay ki ne vay.
e kardeşim dünyadaki petrolün yüzde atmışı arap yarımadası ve çevresinde üretiliyor bir baksanıza hallerine. hoş bizim de durumumuz pek farklı değil ya onlardan. tek farkımız, onlar sömürge olmayı kabul etmişken biz hala özgür ve bağımsız bir ülke olduğumuzu iddia edip övünüyoruz da işin özü öyle değil anacığım.
şimdi bu yazar durduk yere neden böyle konulara değiniyor diyeceksiniz, az sabredin babam yazacağım hepsini.
şimdi bizim bu gözbebeğimiz bor madenlerimiz var ya, işte bu bor madenleri devlet tarafından bir kamu teşebbüsü olan eti maden a.ş tarafından üretilmekte ve bu etimaden a.ş özelleştirme kapsamında küresel çetenin kucağına itilmeye çalışılmaktadır. hem de 40 milyon dolar bedelle.
40 milyon dolar iyi para evet, ama sana bana iyi para. koskoca eti madene hava civa. neden mi?
şimdi öncelikle bizim bu eti maden'in elindeki güce bir göz atalım ufaktan bakalım kaç para eder?
dünyada bir yılda kaç ton bor madeni çıkarılıyor? 1696 milyon ton.
bunun da 565 milyon tonu türkiye'de 460 milyon tonu diğer tüm dünya ülkelerinde, 671 milyon tonu ise küresel çetenin bir şirketi olan us borax'ın sahibi olduğu ocaklarda çıkarılıyor. tüm dünya ülkelerinin sahip olduğu bor rezervi maksimum 60 yıl iken, türkiyenin sahip olduğu bor rezervinin erimi 400 ila 600 yıl arasında. yani bu 40 milyon dolar bedelli eti maden dünya bor ihtiyacının %40'ını üretiyor, geri kalanını da küresel çetenin bir başka şirketi olan rio tinto tek başına üretiyor. üstelik bizim eti maden'e 40 milyon dolar bedel biçen uyanıklar bor madenlerimizi bu rio tinto'ya satmaya çalışıyor. haaa bu arada bu etimaden a.ş zarar falan da etmiyor. tüm beceriksizliklere rağmen yıllık karı 35 milyon dolar. 40-35=5 milyon dolar(aşağı yukarı çeyrek bilete vuran yılbaşı ikramiyesi)geçelim,
bu bor madenlerini deştikçe toz moz değil pis koku çıkıyor altından anacım. şimdi temel yakıt maddesi bor olan 600 aracın dünyada lisansı alınmış ama bu 600 araçtan hiçbirine türkler sahip değil. dünyanın 1 numaralı ve tekel olabilecek bor üreticisiyiz ne acı değil mi. ama bana normal geliyor bütün bunlar. biz koca avrupanın 1 numaralı altın üreticisiyiz ama avrupa altın borsası alamanyada. dünyanın 1 numaralı fındık üreticisiyiz ama fındık fiyatlarımızı kendimiz belirleyemiyoruz. memleketimizin üç tarafı denizlerle çevrili bir balık kültürümüz yok, onu bırak dünyada kara taşımacılığında en çok insan kaybeden ülkeler listesinde başa güreşiyoruz. lan onu bunu bırak, dünyada ilk şarap bizim topraklarımızda üretildi ona bile sahip çıkamıyor, anadolunun üzümlerinden yararlanamıyoruz.
konu az dağıldı galiba. ama gerçekler böyle, evet bor madenleri bizim geleceğimiz, ama işlemek lazım, saksıları çalıştırmak lazım. açın inceleyin sanayileşmiş, gelişmiş hiçbir ülke işlenmemiş madenini ihrac etmez. başkalarının eline koz vermez, biz ise işlenmemiş madenlerimizi satmakta yine listenin en üst sıralarındayız afrikadaki kabile devletleri ile başa güreşiyoruz.
(bkz: yaşasın bor madenleri) ***