ilginç ama bu şarkıda hiç batılı kelime yok. lider ve fötr kelimeleri hariç. görmezden gelinebilir. gene de şekil şartları ve anlamla ilgi eleştiriler yapmak istiyorum.
anlam ve şekil eleştirileri:
anlam:
dünya'nın sonu belliyken kaynakların sabit kalmasını beklemek sanki biraz şey. yani saçma. göğe isyanın bayrakları çekildiğinde tarafını doğru belirleyenler kazanacak. hataya yer yok. karanlıkta kör çobanları ararken geçmişimizden olmuşuz. sekse düşkün yunan mitolojisini öğrettiler, içinde ilim gizli türk mitolojisini öğretmediler. mitoloji de türkçe değil tamam, vurmayın. bir laf vardı, kime aitti hatırlayamadım. insanoğlu diyordu ağaçları keser kağıt yapar, o kağıda da ağaçları koruyun yazar gibisinden bir şeydi.
şekil:
(kaynakları/bayrakları/çobanları/akılları) dış uyaklar.
(ormanları/kitapları), (tükenmekte/çekilmişken/ararken), (dünyanın/isyanın), (bak/yak), (gör/kör) iç uyaklar.
"tükenmekte bak dünyanın bütün kaynakları
bak da gör çekilmişken göğe isyanın bayrakları
her birimiz karanlıkta ararken şu kör çobanları
durma sen yak ormanları kitapları akılları"
---
anlam:
insanın en zararlı varlık olmasının sebebi kimsenin üstlenmeyeceği görevi üstlenmiş olması. bu görev aslında insana üstlendirilmiş. insan cahildir deniyor kitapta. fıtratımız bu. kendimizi akıllı sanan ahmaklarız. konuşamadıklarımız ancak görevlerini tıkır tıkır yapanlar bizden daha uslu(akıllı).
şekil:
(önünde/önünde/elleriyle) dış uyaklar.
(eğilmem/zaten/böbürlen/en/sen), (zararlı/canlı/tanrı), (gelir/alır), (önünde/eninde) dış uyaklar.
en zararlı varlıktır insan eğilmem önünde
uzun kısa farketmez hiç ölüm var zaten önünde
sen büyüklendikçe böbürlen ki tanrı değilsin
eninde sonunda gelir alır canını azrail elleriyle
---
anlam:
sen de lider olsaydın keşke be abim.
şekil:
(sahte/dirençte) dış uyak.
(güçlü/suçlu), (sahte/sahnede), (diren/çaren), (konuş/koyun) dış uyaklar.
keşke biraz daha dış uyaklara önem verseymiş. ayrıca 'şikayet ettiklerinin yerine ne önerirsin?' sorusunun cevabını bulmadan eleştirmemek gerekiyor. bu cevabı bulabileceğini umuyorum. veya belki de bulmuştur ama kendini belli etmez. kendinden başka kim bilir? çare öğrenmekte, dirençte ve çözüm üretmektedir. sen çözüm üretirsen 'ya bir ceza vardı, sürekli eleştirdiği şeyler falan vardı. çocukluğumuzda onu falan dinlerdik' yerine 'şarkı deyip geçme, adam sorun gösteriyor ve çözüm üretiyor' diyebilelim.
vasıfsız insanların lider olduğu bir dünyadayım
hepsi güçlü hepsi suçlu hepsi ucuz ve sahte
bu dünya denen sahnede sen korkma konuş
olma koyun diren ve zaten tek çare öğrenmek ve dirençte
---
anlam:
hırlı hırsızın içinde mübah kafası var. savaşta dövüşte işleri yoktur pek. genellikle önce sebep olup sonra seyrederler. giysinin bile eleştirildiği bir dünyada ne için ne ile mücadele ediyoruz ki?
şekil:
(malı/kalım), (yağmalanır/yakılır) dış uyaklar.
(boyanmışken/götürmezsen), (hazır/kalır), (savaşlar/şapkalar/mezarlar) iç uyaklar.
hazır boyanmışken gözler götürdükçe götür malı
götürmezsen gözün kalır savaşlar var ölüm kalım
firavunlar götürsün zaten mezarlar yağmalanır
memleketimde ya fes ya fötr şapkalar takılır
---
anlam:
siyaseti sadece sağ ve sol kavramlarına sıkıştıranları, hatta insanlığı sadece sağ ve sol kavramlarına sıkıştıranları eleştirmiş. güzel de, bu sağ sol olayını kim ve nasıl pompaladı o çok önemli.
şekil:
(yaşatmaz/yürünmez) dış uyaklar.
(yaşamaz/yaşatmaz/yürünmez/aşılmaz), (sağda/solda/dünyada), (yok/yol), iç uyaklar.
seçenek yok bu dünyada ya sağdasın ya solda
bu dünyada bir toplama kampı hür yaşamaz yaşatmaz
bir gül var emme kopartmam sen doğruluktan şaşma sakın
şiddetle yol aşılmaz yalancıya yol yürünmez
---
anlam:
dualar seni sen fark etmesen de etkiler. ancak dünya'nın geleceğini etkilemez. kötünün engel tanımamasının sebebi de zaten dünya'nın sonunun belli olması ve kötüler dünya'nın sonunu getirmekle görevli kişiler. iyilikle kötülüğün birbirine girdiği zamanları yaşıyoruz ve gerçekten samimi bir şekilde 'ben iyiyim' diyebilen sayısı çok az.
şekil:
(duvarları/karları/alçağı/bedduaları) dış uyaklar.
(duvarları/karları/alçağı/bedduaları/silahları/olanların/buharlaşır/dualarım/kartalım/rüzgarım), (erir/uçar/eser) iç uyaklar.
her bir yandan eser rüzgarım yıkar duvarları
buharlaşır dualarım erir dağların karları
yüksekten uçar kartalım bırak konuşsun alçağı
hayırsız olanların silahlarıysa bedduları
---
anlam:
insanoğlu böyle işte. bilgin abi sen hiç herhangi bir şarkında mutluluk veren bir şeyden bahsettin mi? belki bahsetmişsindir ama çok az. şimdi dersin 'o işi popçular yapar, ben yapmam' diye. peki sen kime ne kazandırdın? belki daha farkındayız ama daha üzgünüz. gerçekten kârlı mı çıktık?
şekil:
(herkes/serbest) dış uyaklar.
(ters/pert/her/ders), (bu/şu), (yan/var) iç uyaklar.
yan bakarsan ters okursun bu dünyayı
ve pert olursan belki ders alırsın şu dünyadan
ve her kesimde suçlular var zaten mutsuz herkes
ve mutluluk hiç paylaşılmaz alçaklıklar serbest
---
anlam:
yazılı, görsel ve işitsel tonla şey var ve biz çok karmaşık sanıyoruz. tersine aslında haddimizi bilse, daha kolaylaşacak hayat.
şekil:
(ermez/taşmaz) dış uyaklar.
(ermez/taşmaz/yetmez/bitmez/doymaz/dönmez), (kuraklık/kul hakkı/ günahsız) iç uyaklar.
bakmak yetmez kuraklık bitmez kul hakkı yendikçe yenir
kul hakkı yiyen doymaz günahsız dönmez bu dünya
sen neyle uğraşırsan uğraş aklın ermez
mürekkep dolmuş deniz medcezirden gayri taşmaz
---
anlam:
kahraman olmanın faydasız olduğunu yeni mi anladın bilgin abi? insan geçmişini boşa yaşamış gibi hissediyor değil mi?
şekil
(planlar/taşınanlar), (bakmaz/faydasız) dış uyaklar.
(artı/saklı/gizli), (silahlar/düşünceler/planlar/ateşler/taşınanlar) iç uyaklar.
artı saklı gizli silahlar düşünceler ve planlar
kışın sönmüş ateşler yazın yanar ardına bakmaz
taş üstünde taş kalmadı baş üstünde taşınanların
aşından haram kalkmalı kahraman olmak faydasız