selanik caddesi'nde bulunan ve ortamı, garsonların güler yüzü, edebiyat kokan objeleriyle göze hitap ederken maalesef lezzetleriyle mideye hitap edememiş mekan.
mekanda benim için bir restorantın turnusol kağıtlarından birisi olan ızgara köfte deneyerek ilk lezzet deneyimimi yaşamak istedim. gelen köfte oldukça yağlı ve yenirken kıtır hissini yaşatan seyrekli bir etten yapılmış 2. sınıf bir üründü.
kahvede otantik lezzetleri seven bir damak tadım olduğundan dibek dövme kahvesini tatmak istedim ve malesef bulaşık makinesinden kurutma işlemini gerçekleştirmeden üzerindeki deterjan tadından arınmamış biçimde getirdikleri fincanda bu keyfim de yarım kalmış oldu.
böyle bi mekana gidip eşle dostla konuşmadan olur mu? allah bize bir çene vermiş ki sormayın zaten. eee boğazımız ağrıdı, bir bitki çayı içelim dedik, french pressin de aynı şekilde deterjan kokulu olduğunu söylememe gerek var mı? içemedik iade ettik tabii ki.
çay ikram ederek kendilerini affettirmek istediler ancak buna hiç gerek yok sen işini doğru yap diyor insan ilk önce.
fiyatlarının da makul fiyatlar olduğunu düşünmemekle birlikte fiyat/performans oranında sınıfta kaldıklarını belirtmek isterim.
lise yanındaki bir aile işletmesi cafede oradan aldığımdan daha fazla tat alacağımdan eminim lezzet bakımından.
