5.
-
"gölge"
tanımadığım,
hiç tatmadığım,
bir gölge duvarımda.
salınır durur,
salınır durur boşlukta.
bedeni yok o gölgenin,
müdavimi yasak bölgenin.
dikenli tellerle çevrili,
alabildiğine devinimli.
bakar durur uzaktan,
kaçar durur tuzaktan.
sahipsizliğin sahibi,
kendi bedenine efendi.
kayboldu gölge sonra,
yitti gitti boşlukta.
ansızdı gelişi,
habersizdi gidişi.