basitçe açıklanması mümkün olmayan nedenlerdir. öncelikle, bugün gelişmiş denilen ülkeler, üretici güçleri gelişmiş ve bu üretici güçlerin yarattığı ortamda filizlenmiş aydınlarının gösterdiği yolda bağnazlık göstermeyen, pragmatik, seküler bakışa sahip ülkeler olarak ulusal birliklerini sağlayıp gelişip kalkınmışlar ve dünya ekonomisinin efendileri konumuna gelmişlerdir. onların gerisinde kalan ülkeler, onlar için hammadde kaynağı ve açık pazarlarıdır.
üretici güçleri gelişmemiş, kafalarda aydınlanma devrimini yapamayan ülkeler geri kalmaya mahkumdur. dinci taassup da, gelişmiş ülkelerin, kalkınmamaları için müslüman ülkelerde hortlattığı bir canavardır. bu canavar, müslümanların birbirine düşmesine yol açıp, ırak ve suriye gibi bir vakitler kalkınma yolundaki ülkeleri mahvederek onları iyice ortaçağ karanlığına savurmaktadır.
bu taassup iklimi yıkılmadıkça müslüman ülkelerin çağdaşlığa giden yola girmeleri imkansızdır.