osmanoğlu

entry23 galeri
    14.
  1. ''Osmanoğlu, hey Osmanoğlu!
    Balkan siyahı perdeler inmiş gözlerine,
    Omuzların çökmüş Osmanoğlu!
    Burası Yıldız Sarayıdır yıldızlar gibi yalnız;
    Kasem olsun ki doğup batan yıldızlara,
    Çift kanatlı kapılar hahamlar kadar imansız.

    Ve o fettan bakışlı Selanik akşamı
    Gelir girer bir zabitin koynuna,
    Nobel adayı büyük günahlar dolaşır istanbulu,
    Sonra varır dökülür Filistin toprağına...
    Bir altun buzağı orda bağırır durur,
    Dikip iri gözlerini nur dağına...

    Yıldız Sarayında uzun boylu şamdanlar,
    Şamdan değil yedi kollu menora...
    Ürkmüş ışığından bilge kalem, soylu kılıç;
    Yapışıp kalmış duvarlara ses, nefes...
    iblisçe sırıtır bir Menoranın kollarından
    Nar kırmızısı beş adet fes...

    Sakalların ağarmış Osmanoğlu,
    Kolların yana düşmüş...
    Üşümüş çürük saçaklarda hürriyetin kuşları.
    Kuşlar ulu çınarların düşüne dalmış.
    Senin de bir istanbul kemeri gibi cesur ve diri,
    O kartal gagası burnun kalmış.

    Haydi sıyrılıp çıkalım Osmanoğlu,
    Şu göğerip yatan zaman sislerinden.
    Bir Nisan akşamında beraber söyleyelim bu şiiri.
    Tutunup yeniden Söğütlü atların yelelerine,
    Peşine düşelim Yesribli bir sürenin
    Kıvılcımlar saçarak çöl gecelerine...''

    dilaver cebeci
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük