Birkaç ay önce dedim ki bir doktorumuzu daha sağlıkta şiddete kurban vermemiz AN MESELESi dedim. O Kurban sen oldun değerli meslektaşım. Ersin Arslan'ın ölümünden beri şiddete dikkat çekmek için birşeyler yapılması için elimden geleni yapmaya çalıştım, herhangi bir yerdeki şiddet haberine asla duyarsız kalmadım, acil önlemlerin alınmasını Sağlık Bakanlığı'na defalarca bizzat ilettim, görüştüm, konuştum. Sosyal medyada dilimde tüy bitti yazmaktan uyarmaktan ifade etmekten. Ama iş yapması gerekenlerde niyet olmayınca bir kulaklarından girip diğerinden çıktı!
Bu ülkenin doktorları birlik olup ortak sorunları olan ŞiDDET için 5 gün dahi iş bırakmadı, Ersin Arslan öldürüldüğünde 1-2 gün bırakılmıştı bak.
17 Nisan 2012'den beri yapılanları anlatayım sana, göstermelik bir sağlıkta şiddet kanun maddesi(hiç bir şekilde uygulanmayan), Başbakan'ın 14 Mart konuşmaları,buna Başbakan eşinin 14 mart konuşmaları da eklendi ve Cumhurbaşkanı'nın 14 Mart konuşmaları. hepsi bu!
Alışveriş merkezlerine çakı sokulmayan ama hastanelerde silahların bıçakların cirit attığı bir ortamda ve sağlıkta dönüşüm adı altında sürekli hedef gösterildiğimiz bir sistemde canlı kaldığımız her güne şükretmeliyiz galiba Kamil Hocam! Acaba sıra kimde?
Kurban sayımız etti 3, bakalım bu sayı yeterli olacak mı BiRiLERiNE!
Hakkını helal et hocam, biz üstümüze düşeni yapamamışız demek ki, yapmış olsaydık şu an canlı ve görevinin başında olurdun.
Ersin Arslan'a selam söyle bizden ve de ki "ya Ersin koskoca 3 yıl geçti sağlıkta şiddet 3 kat arttı biliyor musun, bak ben de son kurbanıyım" de.
