Edirne'nin en kötü yurdudur, şehir girişinde bakmayın şaşalı tabelalarının olduğuna, her şey sizi kayıt ettirene kadardır.
baştan başlayalım;
üniversitemin ilk yılını bana zindan eden bu yurt (eğer siz de bu ağa düşerseniz) size de aynısı olacaktır. belirtmek isterim ki bu ne bir karalama ne de bir iftira yazısıdır. asla "buraya geleceğinize x yurdu var oraya gidin" demeyeceğim. yazma sebebim başka arkadaşlarımın da bu çileleri tatmaması. inanmayan bu yaz gelir kendi gözleriyle görür.
ailenizle kayıt olmaya geldiğinizde sizi 'muhtemelen kayıt dönemine mahsus işe girmiş ve Güleryüz göstermekle görevli' genç bayanlar karşılar. bunun amacı birinci dakikadan sizi etki altına almaktır (hele de erkekseniz). ama kötü bir haberim var, okul başladığı an o kızları bir daha hayatta göremeyeceksiniz.
bu kişiler size odaları tanıtır, (bu arada odalarda tv yok size anten girişi var getirin-izleyin yalanı atacaklardır) aşağıda oyun salonları var doğrudur, sadece kayıt zamanları açılır ve sonra ebediyen kapalı kalır.
bilardo masalarını ve oyun konsollarını sadece kaydolduğunuz gün görebilirsiniz. ders çalışma salonları mı dediniz? o ise yemekhanenin arkasındaki soğuk bölmededir, ancak güvenlikten anahtarı alıp orada çalışabilirsiniz. tabi ki battaniyeniz yanınızda ise.
güvenlik demişken yurdun güvenliği ise buralarda nam yapmış(!) bir şahıstır. yukarıda da ismi de verilmiş. 'tüm gün' yurttaki odasında uyur, 19.00 gibi güvenlik işi için patronun odasına iner ve 22.00 gibi de orada sızar. deniz marketten içkilerini alan gençler yukarıda olay çıkarsa ruhu duymaz (ki çıkarıyorlar da) tamamen allah'a emanetsiniz.
deniz market bu yurdun sınırları içindeki market. başında deniz öğrenci yurdu sahibinin torunu durur. bu market kayıt zamanı tam anlamıyla kamufle edilir ve asla size konusu açılmaz. çünkü alkol sattıkları için velilerin bilmelerini istemezler. ben ve oda arkadaşım bile kalmaya başladığımız ilk haftada varlığından haberdar olduk. market deyip geçmeyin, aynı zamanda hokkabazlık yetenekleri de vardır, öyle ki tostun içindeki kaşarı büyüteçle zor bulursunuz.
yemeklere gelecek olursak iyi bir patlıcanseverseniz doğru yerdesiniz. haftanın 2 günü patlıcan, 3 günü makarna, 2 gün ise pilav yiyeceksiniz. doymazsanız da deniz marketten tost veya çiğ köfte yaptırıp yine onları kazandıracaksınız.
internet konusuna hiç girmiyorum, eğer burada internet var dersem beni yalancılıktan hapse atarlar. wifi'ın tam çektiği bir an yok ve hız ise yerlerde. bu arada baktınız bulutlar çoğalıyor hemen telefonunuzu şarja takıp fulleyin, çünkü olası bir yağmurda muhtemelen yurdun elektiriği gidecektir.
uzun lafın kısası ben bu yurtta baya sabretmeyi öğrendim, varsa ben de peygamber sabrı var diyen buyursun gelsin, ama bu sözleri mi de unutmasın.