işkence insanlık suçudur diyenler yerden göğe haklıdır ancak 27 mayıs'ın yaptıkları hakkında olumsuz bir şey söylemediğim doğru değildir. işte konuyla ilgili mesajım: (bkz: demokrasiye ilk darbe 27 mayıs 1960/#27840307)...
eksik mi? evet, eksik... madem öyle tamamlayayım: 27 mayıs'ta menderes ve ekibine karşı takınılan tutum, itilip kakılmaları, işkenceye varan muamelelere maruz kalmaları, savunma haklarının kısıtlanması insanlık suçudur. unuttuğum bir şey varsa söyleyin, onu da yazayım...
fakat bunları yapanlar -sizlerin görüşüne göre- darbecidir. dolayısıyla böyle yapmalarında şaşılacak bir şey yok... peki asıl hayret edilmesi gereken sözde demokrat olanların yaptıkları değil mi? bak ben öyle kıvırmam, doğru neyse, işime gelmese de yazarım. peki sizler neden demokrat parti iktidarının işlediği demokrasi, anayasa ve insanlık suçlarını yazmıyorsunuz?
öğrencilerin meydanlarda öldürülmesi insanlık suçu değil mi?
bir polis şefinin babası yaşındaki rektörü tokatlayarak yıktıktan sonra "bok çuvalı gibi yıkıldı teres" diyerek övünmesi insanlık suçu değil mi?
dp'nin anayasaya ve demokrasiye karşı işlediği suçları zaten yazdım. tekrarlamayayım... velhasıl söz konusu göt kılı polis şefi dahil, rüzgar ektiler, fırtına biçtiler... olan biten budur...
madem insanlık suçlarından bahsediyoruz, akp'nin ve ortağı paralellerin -sözde- demokrasiyle ülke yönettiğini söylediğiniz 2011 öncesi yaptıkları insanlık suçu değil miydi?
insanların sahte delillerle yargılanması insanlık suçu değil miydi? delillerin sahteliğinin araştırılması taleplerinin reddedilmesi insanlık suçu değil miydi? mahkeme salonunda, yargılananlarla avukatları arasına mikrofon sarkıtılması insanlık suçu değil miydi? dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde uygulanmayan "gizli tanık" uygulaması insanlık suçu değil miydi? keza bugün akp'nin paralellere yaptıkları insanlık suçu değil mi? tabi ki paralellerle mücadele etmelerini kastetmiyorum. bana göre paralel zihniyet hain bir zihniyettir ve mücadele edilmesi gerekir. fakat söz konusu mücadelenin hukuk çerçevesinde yapılması lazım gelir. bakıyorum da akp'nin mahkemeleri, zamanında paralellerin mahkemeleri (tabi akp'nin bilgisi dahilinde ve onayıyla) ne yaptılarsa aynısını yapıyorlar...
yahu beni suçlayanın kim olduğunu bilmezsem o kişiyle bir alakam olmadığını, beni tanımasının, şahit olduğunu iddia ettiği olaylara şahit olmasının imkansız olduğunu nasıl ispatlayabilirim? abd'de mafya davalarında bile tanıklar açık ifade verirler ve ancak ondan sonra kimlikleri değiştirilir, başka bir yere taşınırlar...