kabaca olay şöyle gelişti ; birinci dunya harbi sırasında osmanlı devleti sekiz ayrı cephede savaşırken osmanlı sınırları içinde yaşayan ermeniler silahlarıyla birlikte ordudan firar ederek rus ordusuna katılmışlar, bir bölümü de silahlı çeteler kurmuş ve türk köylerinde katliama başlamıştır.
nitekim bütün ikazlara rağmen; yapılan aramalarda bulunan silah, cephane ve gizli yazışmalardan ermeni örgütlerinin topyekün bir isyan hazırlığı içinde olduklarının anlaşılması üzerine, osmanlı ordusu başkumandanlığı 27 Şubat 1915 tarihinde askeri birliklere verdiği talimatla; ermenilerde yakalanan silah, bomba ve bir takım şifre belgelerinin bir ihtilal hazırlığını gösterdiğini, bu sebeple ordudaki ermeni askerlerinin silahlı hizmetlerde kullanılmaması, her yerde uyanık davranılarak gerekli tedbirlerin alınması, ancak ermeniler içinde devlete sadakatle bağlı olanlara zarar verilmemesi emredilmiştir.
osmanlı ordularının doğu anadolu’da rusya karşısında yenilmesinden sonra 18 Mart 1915 tarihinde çanakkale savaşlarının başlaması ve istanbul’un tehlike altına girdiği bir dönemde ermeniler düşman saldırılarına paralel olarak eylemlerini genişletmişlerdir. bu dönemde zeytun, bitlis, muş ve erzurum’un ardından Van isyanı patlak vermiş, türklere yönelik katliam artmıştır.
neticede ermeniler arkadan kalleşce iş çevirdileri için gönderilmişlerdir , osmanlı devleti gidecekleri yerleri bile ayarlayacak kadar fazla nazik davranmıştır , ermeni soykırımı dedikleri şey de annesini babasını evladını kardeşini ermenilerin katliamlarında kaybeden türk insanının ermenilerin gerek baskınları sonrası gerek sürgün sırasında verdikleri haklı cevaplardır, soykırım falan değildir.