mad men

entry199 galeri video4
    182.
  1. böyle efsane bir dizi, efsane bir kurgu, sofistike bir yapıt, her bölümü ayrı bir film tadı veren, karakterleriyle, oyunculuklarla ve tabi ki yaratıcısı ile başlı başına bir ders olarak okutulması gereken bir dizi 7 sezon 92 bölüm sürüyor ve gel gör ki 234 entry'den fazlasını alamamış.
    sorsan "mad men'i izliyor musun?" diye "her bölüm efsane yhaa" derler ama diziden haberleri bile yoktur.

    adama soruyorum "niye mad men'i beğenmedin?" cevap veriyor "ben reklamcılıkla ilgilenmiyorum ki" diyor. lan pezevenk sen meth mi satıyorsun ki "breaking bad" izliyorsun?

    ya da amerikan başkanı mı olmak istiyorsun ki "house of cards" izliyorsun?
    cevap veremedi. veremez tabi amına koduğum embesili.

    sonra da bunlar gelip ben "ben medcezir izlemem" valla yalanınızı sikeyim hepiniz izliyorsunuz o boktan dizileri çünkü izlemeseydiniz yayından kaldırıldı.

    neyse bu embesillere vakit ayırmak gereksiz.

    muhteşem bir kurguyla devam edip onca entrikalar, ilişkiler, inişler çöküşler arasından sıyrılıp tam da dizinin yaratıcısı matthew weiner'a yakışan bir final yapmıştır.

    final, diziye yakıştı mı? elbette yakıştı.

    bundan sonrası spoiler...

    --spoiler--
    çok dizi izledim, bitirdim ama onlarca dizi içinden kendini çok beğenen, sürekli yaptıklarını kanıtlama çabası içine giren ve nedense mad men'i izleyenler tarafından en çok sevilen karakter olan peggy olson'ın amına koyayım.
    skyler white bir bu iki...
    ulan 6. sezondu sanırım(don draper'ın çöktüğü zamanlar), bu kepçe kulaklı peggy don'ı ofisine çağırıyor yok seni ekibime aldım yok slogan yaz gibisinden bir şeyler zırvaladı.
    ulan sürtük seni metin yazarı yapan don'dı seni koruyan oydu.
    aynı skyler white amına koyim. walter white ailesi için para kazanırken bu orospu skyler gitti paraları ted'e verdi ve onunla yattı.

    amına koduğum sarışınları sizi.

    diğer karakterler ile ilgili bir şey yazmak gereksiz.
    hepsinin amına koyim.
    roger sterling hariç.

    dizide benim için iki karakter vardı.
    don ve roger.
    gerisinin amına koyim.
    birbirlerinin kuyularını kazan, sürekli en iyi olma hırsı peşinde onu buna yalakalık yapan tipler.

    neyse don draper'a dönelim:

    1. sezon 1. bölümde lucky strike ile başlayan başarılı don zamanla üst üstte başarılar elde ediyor.
    sonra sterling cooper draper pryce kuruluyor, kendisi kuruyor ve başarılar devam ediyor.
    onlarca kadınla beraber oluyor.
    ama birlikte olduğu her kadından amansız bir şekilde mutsuz ayrılıyor.
    ve her kadın sonrası bir çöküş yaşıyor.
    tatmin olmak isteyeceği birini arıyor.

    lakin don öyle bir karakter ki felsefenin bir temsilcisi gibi.

    başarılısınız herkes yanınızda ama çöküşü yaşadığınızda hep yalnız oluyorsunuz.
    nitekim diziye bakarsanız don ne zaman bir şeyler başarsa hep yanında birileri oluyor ama ne zaman kötü bir şey yapsa mesela "tütünü niye bıraktım?" aldı makalesini yazdığı zaman herkes karşısında durdu.

    zaten finale bakarsanız,
    don hiç tanımadığı bir ortamda buluyor kendini.
    sofistike bir ortam, yoga ve hippi...

    don çöküşünü yaşadı ve yalnız kaldı.
    parasını bıraktı, ailesini bıraktı,
    şirketi onu sormadı ve don çöküşün tam içindeydi.
    gerçek yalnızlığın tam içindeydi.
    tanımadığı insanlar ve yabancı olduğu bir ortam.

    ve final bölümünün son anları:

    muhteşem bir şey, muhteşem bir şey.
    bir rüya ile 10-11 cümle ile bir dizi anlatılır mı bir karakter anlatılır mı anlatılır.
    matthew weiner dizide olmayan birine son replikleri vermiştir.

    seminer odasında biri oturuyor ve başlıyor:

    "i had a dream i was on a shelf in the refrigerator. someone closes the door and the light goes off. and ı know everybody’s out there eating. and then they open the door and you see them smiling. they’re happy to see you but maybe they don’t look right at you and maybe they don’t pick you. then the door closes again. the light goes off."

    tıpkı don'ın hissettiklerini söyledi ki don gidip adama sarıldı.

    sonra bakıyorsun bu sahneden sonra don draper çimlerde oturmuş, beyaz gömleğiyle traşlı bir şekilde yoga yapıyor.

    "om" diyor ve sırıtıyor.

    o sırıtış öyle bir şey ki coca-cola'nın 1970'li yıllardaki efsane reklamının habercisiydi.
    ve büyük ihtimalle o reklamı da don draper yapmıştır.

    --spoiler--

    yazacak çok şey var bir ara toparlarsam genel bir yazı yazarım.
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük