-tabi ki bütün girilerini okumadığımı itiraf etmekle birlikte- birçok yazısında zorlama/abartı ingilizce sözlere rastladım. zorun ne senin? diye sormak istiyor insan, sen kim oluyorsun da mustafa, namık, yahya kemallerin, onca güzel insanın bu dili türkçeleştirmek adına sarf ettiği çabaları, heba ettiği yılları boş bir özenti uğruna harcayabiliyorsun? sen kim oluyorsun da oktay sinanoğlu uluslararası toplantılarda bile ısrarla türkçe sunum yaparken sen burada, zaten türkçe konuşulan bir ortamda, ısrarla ingilizce kasıyorsun? sen kim oluyorsun da seninkinin katlarcası yabancı dil bilgisi olan insanlar günlük hayatta türkçe'yi seçerken sen burada ingilizce parçalıyorsun? sen kim oluyorsun da koca bir davayı sırtlamış insanlar mevcut türkçe'yi bile daha da arı duruma getirmek için çalışırken onların sırtındaki yüke bir de sen bir şeyler koyuyorsun? sen kim oluyorsun da atatürk, terimleri türkçeleştirmek adına oturup da geometri kitabı yazarken sen burada ingilizce yazıyorsun? sen kim oluyorsun da ben kırmızı yerine kızıl demek, kahverengi yerine konur demek adına konuşmamın doğallığından, akıcılığından, etkileyiciliğinden taviz vermeyi göze alırken sen burada tam tersini yapabiliyorsun?