karşıtlarının "keza madem devrilenler demokrattı, neden bırakalım demokratik özgürlükleri genişletmeyi, mevcut anayasanın tanıdığı demokratik haklara bile, anayasa mahkemesinin olmamasından faydalanarak tecavüz etti?" sorusuna yanıt vermeden boş laflar sıraladığı devrimdir.
fakat ben onlar gibi değilim. her tezlerine yanıtım vardır. ek tezleri için sırasıyla yanıt vereyim:
1950 - 1954 dönemindeki, dp ve basın arasındaki ılımlı hava, menderes'in aldığı borçları ödeyemez hale gelmesi, yeni borç bulmakta zorlanması, memlekette ekonomik sıkıntıların ve buna bağlı olarak eleştirilerin artması, fakat diktatör menderes'in eleştirilere tahammül edememesi sebebiyle dağılmıştır.
menderes 1955'te bayar'a istifasını sundu zira kendi grubu ayaklanmış, 3 bakanı alaşağı etmişti. demokrat parti'nin gerçek lideri menderes değil, celal bayar'dı. ne yani? bugün akp grubu davutoğlu'nun yaptıklarından memnun olmasa, davutoğlu'nun sucukçu muhasebecisine istifasını sunmak dışında bir seçeneği var mı?
profesörler demokrat partiyi karalamamış, öğrencilere doğruları söylemiştir.
darbe yapılacağı duyulduktan sonra menderes'in söylediklerinin bir değeri yoktur. asıl olaylar o noktaya gelmeden önce demokrat tavır almayı bilmeliydi...
fakat menderes'e haksızlık etmeyeyim. kendisi bir zavallıydı. ne kadar karakteri düşük bir şahıs olduğu, evli kadınlarla, kocalarının bilgisi dahilindeki ilişkilerinden ve yassıada mahkemelerindeki tutumundan bellidir. menderes'i diktatörce davranmaya teşvik eden celal bayar'dı. menderes bir türlü bayar'ın tahakkümünden kurtulamadı.