öpülecek eldir. türkiye mason localarını kapatan, kapatırken de üyelerini Divan-ı Harp ile tehdit eden ve 'Defolun karşımdan Yahudi uşakları' diye kovan bir yüce ruhun elidir.
Atatürk'ün mason olduğu yönündeki iddialarına gelince, bilindiği gibi bu topraklar üzerinde tarikatları yasaklayan iki büyük devlet adamından biridir mustafa kemal atatürk, diğeri de osmanlı hanı ikinci mahmut'tur.
atatürk, kökü dışarıda olduğu ve ülkeye zarar verdiklerini düşündüğü için tarikatları, bu tarikatların hüküm sürdüğü tekke ve zaviyeleri kapatmıştır. Türkiye Mason Cemiyeti'ni de nitelik itibari ile bir yahudi tarikatı olduğundan yasaklamış ve misyoner okulları ile beraber faaliyette bulunmaktan men etmiştir. mason localarının malvarlıklarını da hakevlerine devretmiştir:
"Mustafa Kemal'in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise masonlardı. Bir gün eski Adliye Vekil Mahmud Esat Bozkurt'u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. 'Bunu güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.' dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi: 'Masonluk kökü dışarıda bir yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım.
Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: 'Arkadaşlar yarından itibaren Türkiye'de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır.' salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar 'kahrolsun yahudi uşakları' sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal'i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur'a gitmişlerdi.
Mim Kemal, Reis-i Cumhur'a (mustafa kemal atatürk) hitaben: 'Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam'ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız' demiş.
Reis-i Cumhur: 'Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra. Siz Avrupa'da hangi locaya bağlısınız ve mektubunuzun ismi nedir?
'Biz Cenova'ya tabiiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır.' demiş.
Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben: 'Haydi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi uşakları. Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi ben sizin gibi bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan-ı Harb-i Örfi'ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan.' diyerek onları kovdu, onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti izmir, istanbul ve Adana'ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarını getirip, henüz sofrasından kalmayan Reis-i Cumhur'a verdiler ve derin bir nefes aldılar. Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle bütün mason localarını kapattı."
(ibrahim Arvas, tarihi hakikatler, sayfa 71-72)
daha sonra bu localar 1948 yılında ismet inönü'nün talimatı ve Celal Bayar'ın desteği ile tekrar açılmıştır:
"ismet Paşa'nın Reis-i Cumhurluğu sırasında Kanun-u Mahsus ile localar kapanmadı diye masonların müracaatı üzerine tekrar localar açılıp faaliyete başladılar. Ve 1952'de ise Atatürkçü geçinen ve onunla iftihar eden Celal Bayar da, Ahmet Gürkan'ın teklif ettiği mason localarını kanunla pekiştirdi. Tabii bu ameliyeyi Meclis yaptı fakat bu müzakerelerin devam ettiği üç celse zarfında Celal Bayar Reis-i Cumhur locasına gelerek konunun müzakerelerini sonuna kadar takip etmiştir."
(ibrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, sayfa 73)
hala atatürk'ün mason olduğunu, bu yahudi tarikatına üye olduğunu iddia edip bundan locaefendi hazretlerine bir çıkar sağlamaya çalışan 'ümmetçi evangelist tarikatçı'lara duyrulur.