hani olur ya haksizliklara ugradiğidiğiniz ve isyanlarin doruklarinda raks ettiğiniz vakitler. bütün tevekkulunuz ve sabrinizin tükenme noktasina geldiği. avur zuvur mudehalere denk geldiğiniz ve en ufak seyler için bile bazi odaklarla hergün marne siper savasi yaptiğiniz zamanlar elbette olmustur.
artik sabriniz tükenmiş, bir kalkan olarak kullandiğiniz mizah duygunuz gebermiş bir vaziyette vapura binmeye calisirsiniz. saniyelik bir farkla vapuru kacirmisinizdir. kaderin böylesine yaziklar olsun diyerek küfür hazinenizden en nadide parcalari içinizden etmeye baslarsiniz.
ister istemez iki ihtiyarin konusmasina kulak kabartir hiç olmazsa dertlerin deryasindan gecici bir süre olarak kurtulmak istersiniz. iste bir an sadece bir sihirli bir an kulaginiza bir cümle carpar.
'sende eyüp sultan varmiş mirim'
konusmanin devami dinlemek istersiniz ama kalabaliktan dolayi bu na mumkundur. gelgelim devamini dinlemenizi luzum yoktur.
tiyonuz gelmiştir önünüze. bir satirda olsa o sözü düsünürsünüz ve sizi ezmeye yok etmeye calisanlara karsi iradenizi toparlarsiniz.
isaretleri iyi okumak lazim... belki de biz insanoglu isaretleri okumayi bilmediğimiz için yolunu kaybetmiş ve karanlikta farlarin önünde kalmiş beyaz tavsanlar gibi apisip kaliyoruz.