atom enerjisi karşıtı eski moda solcular

entry28 galeri
    10.
  1. ah be abicim, türk solundan işte bu zihniyet sebeptir ki bir bok olmuyor ya. içim yanıyor şerefsizim. solculuğu eş cinselleri savunmaya, fanatizm boyutunda çevreciliğe, ne bileyim insandan öte hayvan sevgisine ya da etnik uyanışlara indirgediniz ya, alenen söylüyorum; ahmaksınız. ülke çıkarları hangi doğrultudadır bilmiyor, emperyalizmin dümen suyunda antiemperyalistçilik oynuyorsunuz. daha evvel internette yayınlanmış bir yazım vardı meseleyle alakalı, iznim olmaksızın kullanıldıysa hakkım haram olsun, bi kaynak gösterin şerefsizler. neyse, kesip biçerek buraya yazayım, yukarıda somut birer argüman taşıdığına inanan tırt solcu kardeşlerimize de bir yerde cevap niteliği taşısın, haydin davulcu vur davula teeeey;

    --alıntı greenpeace.org/turkey--
    Nükleer endüstri aksini iddia etmeye devam etse de gelişmiş ülkeler nükleer enerjiye açıkça 'hayır' demiştir:

    * Avusturya'nın tek reaktörü Zwentendorf (Siemens) 1978'de (Amerika'daki TMI ve eski Sovyetler Birliği'ndeki Çernobil kazalarından da önce) hiç işletilmeden kapatıldı.

    * italya, Çernobil faciasından sonra tüm reaktörlerini 1987'deki ulusal bir referandumla kapattı.

    * ispanya'da da şu ana kadar 3 reaktör kapatıldı.

    * isveç ve Almanya nükleer enerjiden vazgeçme kararı aldılar ve her iki ülke de birer nükleer santralini kapatarak (isveç Barsabeck, 1999; Almanya Stade, 2003) bu kararı hayata geçirmeye başladı.

    * ABD ve Kanada, 1978'den bu yana yeni sipariş vermedi.

    * Avustralya, Küba, Meksika, Portekiz, Yunanistan, iskoçya, Hollanda, isviçre, Norveç, Endenozya, Vietnam, Tayland ve daha pekçok ülke nükleer planlarını terk etti.
    --alıntı green peace.org/turkey--

    yukarıdaki yazıya ve başlıktaki benzeri entrylere cevabımız olsun gayri;

    Sunulan bu tür argümanlar dahilinde dünyanın nükleer enerjiden vazgeçtiği yönünde bir görüşe sahip olmak normaldir, fakat kazın ayağının öyle olmadığını aşağıda anlatacaklarımdan sonra anlayacaksınız..Bazıları yanlış olan verilen bilgilerin,bir kısmı doğru olmasına rağmen sebepleri bilinmeden böyle bir yargıya varılması yanlış olacaktır..O halde yazmaya başlayalım;

    Öncelikle bilinmesi gerekenler şunlardır;

    Nükleer Santrallerin takriben 30-35 senelik belli ömürleri vardır. Ve kullanım süresi dolan santrallerde 1 ünite devre dışı bırakılır, diğerleri çalışmaya devam eder. Verilen örneğe göre; isveç Barseback'in 1999 tarihinde 1 ünitesi kapatılmış ve 2005'te de 2. ünitesi kapatılmıştır. Fakat Barseback'ın kapatılmasının iki sebebi bulunmaktadır. Hem Barseback'ın eski teknoloji ile işletilmesi(ki nükleer enerjide devrimler çok kısa zaman dilimlerinde gerçekleştirilir), hem de bu ünitenin Danimarka sınırında bulunmasıdır. Danimarka, bu eski teknoloji ile işletilen santrali tehdit olarak gördüğü için isveç hükümetini referanduma zorlamıştır. Önemli olan ise, isveç nükleer enerjiden vazgeçmemiş olmasıdır, çünkü yeni yahut yakın teknoloji ile işletilen tam 10 reaktörü daha bulunmaktadır. Almanya Stade Santrali'ndeki üniteler ise, isveç Barseback örneğinde olduğu gibi nükleer enerjinin doğaya vereceği zarar dolayısıyla değil, üniteler ömrünü doldurduğu için kapatılmıştır.

    Amerika Birleşik Devletleri yeni sipariş vermemiştir, çünkü ihtiyacı yoktur. Bugün ABD topraklarında, dünya üzerindeki en yüksek sayıya tamıtamına 105 reaktöre ulaşılmıştır. Yeni santrale ihtiyaç duymamakla beraber, teknolojileri geliştirmekte, reaktörlerini yenilemektedir. Sipariş vermiyor olmasının sebebi, yine nükleer santrallerin doğaya karşı risk oluşturduğu fikrinden değil, bu anlamda maksimum seviyeye ulaşmış olmaları hasebiyle, ihtiyaç duymamalarından kaynaklanmaktadır. Kanada'ya gelince. Bu ülkenin santralleri tamamen yerli teknolojidir ve çalışmalar bugün sürekli devam etmektedir. 22 adet yeni teknoloji reaktör işletimdedir. Yeni reaktör kurmaya ihtiyaç duymamaktadır, çünkü sürekli yeni teknoloji üretmekte ve ihtiyacını karşılama ötesinde fazlası ile enerji ihracatı yapmaktadır..

    Avusturya'daki Zwentendorf ise maalesef bugün de halkımızda hasıl olan nükleer enerjinin doğaya zarar vereceği ve güvenli olmadığı düşüncesi,belirtildiği gibi Çernobil faciası yaşanmadan, halkın protesto ve tepkileri sebebiyle açılamamıştır..

    italya'nın, Çernobil faciasından hemen 1 sene sonra nükleer faaliyetini durdurması çok normaldir, çünkü aynı facianın ülkelerinde yaşanmasını istememişlerdir. Oysa ki Çernobil'in güvenlik teknolojisini incelediğimizde çok eksikli olduğunu görürüz ve facianın yaşanmasından 2 gün sonra dünyaya duyurulmuştu(talep dahilinde çernobil'in güvenlik sistemi ve kaza sebeplerini de ayrıntılarıyla yazmam mümkündür). Bu italya ve dünya açısından çok normal bir tepkidir. Oysa ki temellerini Silvio Berlusconi'nin attığı adımlarla nükleer enerjiye geri dönüş için çalışmalar başlamış ve süregelmiştir, Fransa ile ortak bir santral kurulacaktır.

    Ünitelerini kapatan ülkelere ben de Litvanya'yı ekleyeyim. Litvanya'da bulunan reaktörlerin kapatılma sebebi de Çernobil'deki ile tipik benzerlik gösteren teknolojinin kullanılmasıdır, fakat Letonya ve Estonya ile beraber yeni teknoloji işletimi ile yeni reaktör yapma anlaşması yapılmıştır.

    Kapatılan reaktörlere ekleme yapmaya devam edelim. Bulgaristan Kozloduy'daki eski teknoloji reaktörünü kapatarak enerji açığına uğramış ve Belene'de yeni reaktör yapımına başlamıştır..

    Sıralanan ülkelerden Endonezya'nın nükleer santral yapımını askıya almasının sebebi de, geniş doğalgaz kaynaklarının bulunmasıdır. Bununla birlikte 1997'de doğalgaz kaynağının bulunması ile rafa kaldırılan proje, 2 sene önce tekrar gündeme gelmiş ve bugün de devam eden çalışmalara başlanmıştır. Yani Endonezya da vazgeçmiş değildir..

    Yine bu ülkelerden Hollanda, reaktörü kapatma kararını fesh etmiş ve 2033 senesine kadar işletime devam etme kararı almıştır. Yani Hollanda da sistem uygulamasına devam ve itibar etmektedir.(hollanda ki, suyu dahi kontrol eden ülkedir)

    Belirtilen ülkelerden Vietnam, nükleer santral inşaası kararını halk tepkisi sebebiyle rafa kaldırmamış, ertelemiş idi. Fakat bugünlerde yeniden çalışmalara başlanmıştır. Nükleer Santral yapımının takriben 10-12 sene sürmesi itibariyle, yaklaşık bu süre dahilinde nükleer santraline kavuşacaktır..

    (yazı uzun olduğu için tek entry'e sığdıramadım, devamı aşağıda"
    35 ...