unutulmuş insandır, eğitim için en asgari şartların bile yerine getirilmediği yerde senede bir defa uğrayan müfettişlerin hesap soran çemkirmelerine maruz kalır. çoğu ahırdan bozma sınıflarda güneş doğmadan sobayı yakar (ki bazıları yanarak ölür) sadece kendini ısıtan sobanın etrafında titreyen çocuklarla beraber içi titrer. lojmanı olmayan yerlerde kıç kadar bir alanı-genellikle okul içindedir- kendine yaşam alanı yapar, en temel ihtiyaçları (wc, banyo...) gidermek bile işkence halini alır. elektirik olduğu zaman ancak lambayı aydınlatacak kadardır, eğer şanslıysa suyu vardır, tabii o da kışın donar.
sonra ülkenin neredeyse bütün aydınları milli eğitim bakanının hipnozunda gazetelerde boy boy öğretmenlere verir veriştirir.