ilk olarak bir azınlık sorunu olarak görülmesidir. ikincisi yetiştirildiğimiz şöven eğitim sistemi ve devlet söylemidir. Üçüncüsü devletin taraf olduğu bir sorun olduğunun unutulmasıdır. Yani sorunun Kürtlerle Türkler arasında gösterilmesidir. Halbuki sorun devletle Kürtler arasındadır ve bilindiği üzere Türk milliyetçiliği devlet sponsorluğundadır ve devlet kutsaldır eleştirilmez. Dördüncüsü, resmi tarihtir. Beşincisi, askeri yöntemlerle küçük siyasal hesapların birbirine karışmış olmasıdır. Altıncısı, çok partili sisteme geçildiğinden beri partilerin toprak ağalarıyla ve şeyhlerle elele verip halkı yoksaymasıdır. Yedincisi, siyasi temsil ve kültürel kimlik ile ilgili hakların tanınmamış olmasıdır. Sekizincisi, Türk milliyetçiliğinin bir harita milliyetçiliği olması (misak-ı milli), yani hak iddia ettiği coğrafyanın asıl özelliklerinden ziyade haritasına önem vermesidir. ister 'doğu sorunu', ister 'eşkıya sorunu', ister 'gerici hareketler', ister 'ecnebi kışkırtması' deyin bizim sorunumuzdur.
edit: Ayrıca bu sorunun kriminalize edilmiş olması ve insanlar ölürken Türklerin devlet sponsorluğundaki milliyetçi söylemin dışına çıkıp eleştirememeleri ve eleştirenlerin de susturulması sorunun tabulaşması da epeyce etkili bir sebeptir. Yani böyle sosyo-ekonomik, tarihi ve kültürel ve siyasal bir sorun için böyle bir başlık açılması bile halen anlaşılamadığını gösterir. Sorunun tek bir kaynağı yoktur. Çözümü de zamana yayılması gereken ve diyalogla, şeffaflıkla hal yoluna koyulabilir