galatasaray

entry21701 galeri video145 ses2
    573.
  1. türkiye'de bir spor kulübü. bu yavan cümle formata uygun olsun diye tanım içindi.

    galatasaray'ın başarılarına hüngür hüngür ağlayarak sevinirim, her kötü gününde ise sevgim artar

    galatasaray diyince diğer takımların aksine akla başarı gelir genelde. lise, büyük ve kravatlı adamlar, turgay şeren, tanju, prekazi, simoviç, hakan şükür, fatih terim ve nefis oyuncu hagi gelir daha sonrasında. benim için durum benzer de olsa tutkumu oluşturan sebepler farklıdır.
    küçük bir çocuktum. monaco galatasaray maçında prekazinin tam anlamıyla döşediği frikik sonrası abimle babamın bağırdığını, benimse korkudan ağladığımı hatırlarım. o zamanlar nerden bilebilirdim o günkü korku gözyaşlarımın 2000 yılının bir mayıs gecesi mutluluk gözyaşlarına dönüşeceğini. galatasaray tutkum bu iki adam - abim ve babam arasında- ve yesses* maçlarında köfte ekmek ve turşu suyu ile birlikte tribün ihtiyacımızı karşılayarak git gide perçinleniyordu.
    küçükken herkesin tutması gereken bir takım vardı, zira mahalle maçlarının diz yaralayan, yüzünüzü çamura bulayan, toz bulutlu sahalarında oynayabilmek için bir kimlikti takım tutmak. ama bundan daha ileri gitmesini sağlayan bir olay oldu, bir kahrolası kış günü werder bremen maçında. almanya'daki maçta 1-0 öne geçip 2-1 yenildiğimiz maçtan sonra, maç türkiye'deydi ve son dakikalara girilirken rotariu'nun vuruşunda top çizginin üzerinde çamura saplanmıştı, benimse çocuk yüreğime acı bir galatasaray sevgisi.
    sevdim, daha çok sevdim.
    böyle acılar yaşandıkça arttı sevgim. bilbao deplasmanında okan buruk o kafayı çakamadı, arttı. benim için tapınaktan farksız olan ali sami yen'e gittiğim malatyspor maçında yenildik, böyle olmalıydı dedim, gittiğim ilk maç böyle olmalıydı ama daha bi sevdim. 100 yıllık tarihte yapılmış 300 kadar futbol maçında yaklaşık 20 fazla galibiyet aldığı için bunu genel bir kural olduğunu sanan bir takıma son yıllarda şansımız tutmuyor ve inadına artıyor sevgim. olimpiyat stadına giderken çekilen rezilliğin hastasıydık.
    diğer takımlarınkine benzemez galatasaray tribünü de. beşiktaş taraftarı orta sınıftır, memurdur, zaten fenerbahçe maçlarına gitmek bir statü göstergesi. ama galatasaray açık tribünlerini dolduran eli nasırlılar, paçası çamurlulardır benim için galatasaray, lise falan değil. bütün hafta arttırdığı paralarla maça gelen ayakkabıcı çocuktur, badanacı şapkalarıyla yağmurdan korunmaya çalışan amcalardır. çirkin insandır çoğu, her fakir insan gibi, hayat gibi, ali sami yen stadı gibi.
    dolayısıyla galatasaray'ın başarılarına hüngür hüngür ağlayarak sevinirim, her kötü gününde ise sevgim artar. ve içten içe gülerim. çünkü hayallerinizin bittiği yerde bizim gerçeklerimiz başlar.
    20 ...