Ben size Sait Faik'i anlatmayacağım. Ben size hazin ülkemin hazin bir fotoğrafını göstereceğim.
Sait Faik'in dönemin Demokrat Parti üst düzey yöneticilerinden aynı zamanda edebiyatçı olan Samet Ağaoğlu'na yazdığı bir mektup bu.
Sözü Sait Faik'e bırakalım:
19 Aralık 1950
Sevgili kardeşim,
Bir işim düşünce mektup yazdığım için üzülmüyor değilim. Sana hemen muvaffakiyetler temenni etmek, seni hemen tebrik etmek lazımdı. Ama senin bunlara boş veren bir adam olduğunu da bilirim. Benim de can ve gönülden tuttuğun yolda muvaffak olmanı beklediğimi de tahmin edersin her halde.
Mesele şu kardeşim: bir müddetten beri karaciğer hastasıyım. Köpoğlusu ne geçiyor, ne de iyileşiyor. Birkaç kuruş param var. Fransa'da gitmek istiyorum. Hem kendime baktıracağım, hem de bir ay, iki ay kadar şöyle başıboş dolaşacağım. Bunu hem sıhhatim, için, hem de yazı yazabilmek için istiyorum. Sanki karaciğerimde değil, her şeyimde bir kifayetsizlik var. Şimdi kardeşim, senden ricam şu, tabii mümkünse:
bana 2000 lira mukabilinde döviz verilebilir mi? Ben karaborsa imiş falan bilmem. Hastalara veriyorlarmış. Ama rapor almak güç. Burada tedavi olabilir diyor bizim doktorlar. Ben hastalığımın pek geçici bir şey olmadığını biliyorum. Onların da üç yıldır tedavilerini biliyorum. Velhasıl hasta raporu almak istemiyorum. Bir muharrire(yazar) de bilmem döviz verirler mi? Belki verirler ama beni muharrir de saymadılar. Pasaport aldım, bir türlü muharrir yazdıramadım. Bir yerden bir kağıt getirmelisin dediler. Gazeteler vermediler. Bunun üzerine pasaportumuzun sanat hanesine "sans profession"u"(mesleksiz) oturttular. işte sana bizim son hikayemiz!
Burgaz adasında sakin bir hayat sürmekteyim. Burgaz Ada, Çayır sokak, 10 numara iki satır yazarsan sevinirim. Muvaffakiyetler.
Sait Faik
Dipnot: 27 Mayıs döneminde; Sait Faik'in ve diğerlerinin yaşadığı geçmişten gelen bir çok soruna çözüm bulmuş Demokrat Parti'nin başbakanı asılmış, Samet Ağaoğlu gibi yöneticileri ise dört duvar arasına mahkum edilmiştir.