''..kavgadan uzak kalmışsan
sevdadan da uzaksın demektir..''
Ne de güzel yazmış Ahmet TELLi.
işte o zaman şairler cuntacı deccalın gölgesinde yazarmış şiirlerini.
işte o zaman şiir kıymetli, şair saygıdeğer ve yazmak kutsalmış.
Devletin tekelinde olmayan tek şey belki de şiirdi o yıllarda.
Belki de bu yüzendi, yazarların bir çoğunun parmaklıklar ardına hapsedilmesi.
Öyleyse cunta yıllarının sanat anlayışını şöyle özetleyebiliriz: sanat devlet içindir.
***
Peki o karanlık yılların sözde sanat anlayışını geride bıraktık mı dersiniz?
inanın devletin sanata müdahalesi azalmadı aksine daha da arttı.
"Böyle sanatın içine tükürürüm" duyarlılığından "ucube" mertebesine yükseldik.
Gölgesini satamadığı ağacı kesen zihniyet, devlet tiyatrolarını özelleştirmeye kalktı.
Fazıl SAY'a on ay hapis cezası verildi...
***
Darbeci zihniyetin alnındaki leke büyeyedursun.
Son günlerdeki en iyi haber azrail tarafından muştulandı.
12 Eylül askeri darbesinin mimarı Kenan Evren hayatını kaybetti.
Ölürüldü mü, yoksa zehirlendi mi?
işin içinde cia, mossad ya da mit mi vardı? Geyikleri başlamadan.
Sanatı 12 Eylül'ün prangalarından kurtarmaya ne dersiniz?
***
Militarist, despotik, statükocu bataklıktan
Özgür, çağdaş, plüralist, gerçek bir sanata
var mısın, yok musun Türkiye?