Atatürk, Kuranı 1926 yılında dönemin ünlü hattat, tercüman ve din adamı Elmalılı Hamdi Yazır'a tefsir ettirir. O yıllarda yaptığı bu işe çoğu din alimi şiddetle karşı çıkar ve dinsizlikle suçlamaktadır. Yıllar sonra Atatürk'ün çeviriyi kendi cebinden ödeyerek yaptırdığı ortaya çıkar.
Şimdiki zihniyet ise devlet ödeneği ile Kuran'ı Ermeniceye ve Kürtçeye çevirip meydanlarda insanların gözüne sokup, demokritosun kılıcı gibi sallamaktadır. Bu bile zihniyet için kimin önemli olduğunu ve şahsi menfaatler için toplumun hassas duygularının nasıl suistimal edileceğini gözler önüne serer.
Daha önümzde çok seçim bulunmaktadır. Portekizce, Latince, aramice, çortice dil çevirileri merakla beklenmektedir.