Çıraklık eğitim merkezlerinde falan dersini mi görüyorlar bilmiyorum. El dengesi ve ikna kabiliyeti arasında bir doğrusal orantı mı var bilmiyorum. bildiğim şey henüz hiçbir berbere istediğim saçı kestiremediğim. Daha da kötüsü istediğim gerçekleşmese de gıkımı çıkarıp "ya olmadı mı acaba şurası" diyemememdir.
Kapıdan içeri girip selamımı verdiğim anda göz göze gelirim berberle göz bebeğimin içine bakar hayatta kendimi en çok ezik hissettiğim yer haline getirir o berber dükkanını. nasıl bir sinir harbi nasıl bir kendinden eminlik anlamıyorum.
Buyur abi otur koltuğa der ama ben zaten çoktan bütün kişiliğimi, özgüvenimi kapıda bırakmış biri olarak "gel kucağıma otur" dese itiraz edemem.
-Nasıl yapalım?
+Sol tarafın alta doğru kıvrılmasını istiyorum, arkanın da altını boşalt.
-öyle olursa fazla kıza olur sol kısım altı da boşaltılırsa arka taraf çatallaşır.
+(hadi cesaret olum) sen yine de dediğimi yap!
tıraş sonunda üçe vurulmuş bir saç ile karşı karşıyayım,
-nasıl olmuş?
+iyi iyi güzel eline sağlık(elini sikiyim)
-başka bir arzunuz var mı ?
+ yok sağol borcum ne kadar?(amına koymuşsun saçın)
ey berberler size sesleniyorum, karşınızda götüm yemiyor burdan sesleniyorum;
kahramanlık yapmayın lan! adam akıllı müşterinizin dediğini yapın, bir de rica ediyorum sürtmeeyin şu malafatı benim omzuma yaa.
