amatör sporlarda "büyük" dediğimiz takımların etkin olması elbette güzel bir şey de, ülkede futboldan sonra en fazla takip edilen spor basketbol olduğu halde fenerbahçe - efes pilsen maçından sonra "taraftar sayısının azlığı"ndan müşteki olan obradoviç'in sözlerini nereye koyacağız? yani sen futbol-dışı branşlarda gelen kupalarla, şampiyonluklar övün ama basketbol maçına gitme, masa tenisi takımından bir oyuncunun ismini söyleyeme sonra gel burada "en başarılı kulüp biziz" diye sözüm ona üstünlük tasla, süpermiş... peki sana "tüm branşlarda dünya/avrupa şampiyonluğu gelecek ama futbolda galatasaray seni kadıköy'de yenip şampiyon olacak". bunu mu tercih edersin yoksa "diğer branşları siktir et, futbolda galatasaray'a yenilmeyelim ve şampiyon olalım" gibi iki uçlu soru gelirse hangisini tercih edersin? [aynı sorular diğer takım taraftarlarına da sorulabilir]
boşa goygoy yapmanın anlamı yok, amatör branşlarda kazanılan başarılar hiçbir takımı "büyük" yapmaz. mesela ben bir galatasaray taraftarı olarak içinde bulunduğumuz yüzyılın dünyadaki [başarı anlamında] en iyi takımı olan "galatasaray erkek tekerlekli basketbol takımı" yani taraftarın deyimiyle "engelsiz aslanlar"ın varlığından haberi olmayan, olsa bile umrunda olmayan milyonlarca fanatik galatasaray taraftarı olduğuna inanıyorum. adamların almadıkları kupa, kazanmadıkları maç kalmamış, maçlarını 50-100 kişiye oynuyor. hülasa boşa yırtınmayın, amatör sporları siz de siklemiyorsunuz. yoksa futbolda şampiyon olunamayan her sezon sonrası islam çupi'ye atıf yapıp "fenerbahçe'nin büyüklüğü kupa büyüklüğü değil ..." gibi sözler söylemezdiniz...