klibini izlediğimde, bu biziz dediğim şarkı. gitmek istiyorlar, gidemiyorlar, kalamıyorlar, ikisinde de bir öfke, bir kızgınlık, yumuşuyorlar durdukça.. gizlice, içten ağlıyorlar ama farkedilmiyor dışardan. dansediyorlar, dokunuyorlar ama öfke ve acı da var.
ev arkadaşıma nick cave'in ne kadar muhteşem bir adam olduğunu anlatıyordum. eski sevgilisini de göstereyim dedim, klibi izlememiştim ben de daha önce. oturduk, izledik, ilk başladıklarında ben orda değildim daha fazla.
"lie there, lie there, little henry lee
till the flesh drops from your bones
for the girl you have in that merry green land
can wait forever for you to come home
and the wind did howl and the wind did moan"
birileri birilerinin hayatından geçiyor, ölümü oluyor bazen, asıl geçemeyip, hep kalıp da ölümü de yaşamı da aynı adna oluyorlarsa birbirlerinin, en çekilmez hallerini de, tutkulu hallerini de yaşıyorlarsa aşkın, bu klip onların izlemesi gereken ve kendilerinin nick cave ile pj harvey olduğunu düşünerek dalıp gitmesini sağlayan bir klip...