inşaat sektörünün olmadığı ülke bitmiş demektir

entry2 galeri
    2.
  1. insaat sektörü (yol, bina. vs. yapimi) tek tip üretim üzerine kuruludur. yapilir, yikilir yerine yenisi yapilir, yikilmazsa baska bir yere yapilir. eger bir ülke icerisinde insaat sektöründe devletin eli varsa; o ülkede ekonomik kriz engellenmeye calisiliyordur yada mevcut olan ekonomik kriz ört bas edilmeye calisiliyordur.

    nasil mi?

    insaat sektöründe bir cok isciye is imkani sunmak mümkündür. özel sektör (firmalar, fabrikalar vs.) her zaman ihtiyaci kadar insaat yapar. cünkü; yapmis oldugu her yapinin ayrica vergisini, elektrigini vb. giderlerini de karsilamak zorundadir. örnegin; bir büro binasi veya depo. gereginden fazlasini yaptigi zaman tasaruf edemez.

    peki devlet veya hükümet eli varsa nasil oluyor?
    kirada yada gece konduda (vergi ödemeyen) oturan insanlari bir nevi mal mülk sahibi etme izlenimi verilerek, o kisiyi borclandirma yöntemini ile.
    kirada oturup borcunu da ödeyebilen insanlar elbette mevcuttur fakat; eskiden (kafadan salliyorum) 300 lira kira öderken, birden 600 lira kendisinin olmayan ama ödemesi bittikten sonra kendisinin olacak olan evin borcunu ödemeye baslar. geliri yetersiz olanlar birikimlerini yatirirlar (güzel bir yatirimdir). bu yatirim sayesinde de yastik altinda bekleyen parada piyasaya dönmüs olacaktir. geliri yetersiz olanlar da yaninda bir baska is bulup calismaya baslayacaklardir. ne yazik ki; buradaki baska is yine insaat sektörü olur. "ne yazik ki" yazmamdaki sebep, mecburi kaldigi icin; is veren isciye hemen hemen istedigi fiyati cekebilecek ve isverenin istedigi is sartlarinda calismak zorunda kalacagi icindir.

    evlerin borcu da dogrudan bankalardan alinacaktir. yani kredi borcu. kredi ne demek ufacik bir hatirlatma yapalim. kredi bir degerin gelecekte üzerine eklenerek geri verildigi ödenek. yani; parayi parayla satma durumu. bu sayede bankalar kazanc elde etmis olup, yurt disi bankalarini da ülke icine cekerek, sicak parayi ülkeye tasima yöntemi. iyi bir sey mi? hayir, malesef degil. cünkü; iceriye sokulan paranin üzerine eklenerek alinacak olan para, bu disaridan gelmis olan bankayi kara sokacaktir. bu banka da parayi kaptigi gibi cekip gidebilecek (bkz: hsbc bank). Tabi giderken de yaninda yastik alti olani da beraberinde götürecektir.

    borclu olan kisi bir nevi kendi kendisini kölelestirmis olacak, calisma mecburiyetinde tutulacak, calistigi ve emek verdigi her seyi siyah listeye girmemek icin vermek zorunda kalacak. verdikce verecek. hatta ömründen ömür bile verecek. (calisma sartlari her zaman bu konuya dahil). bunun yaninda diger lüks olan seylere özenecek, "o kadar calisiyorum anuna goyim, kendime de biseyler yapayim ..." diyerek bir baska kredi ile kendisini tamamen bitirecek. tabi ki buna medyanin da vermis oldugu etki önemlidir. (son on senede televizyonlarda adam akilli film oynamiyor. bunun yerine süblimal mesaj icerikli dizilerin oynamasi ve bu dizilerdeki karakterlerin yasadiklari hayat ile insanlari televizyona kitleyip, oradaki karakterlerin villalari, otomobilleri, üzerlerindeki esyalar vs. gercek yasamdan tamamen uzaklastiriyor. sanki o hayati onlar yasiyormus gibi bir nevi sanal hayat ortami yaratarak halki mutlu yapma yöntemi. bu tür diziler genelde yoksulluk icerisinde yasayan ülkelerde oynatilir.)

    konudan sapmadan devam edelim. insaat sektörüyle bütün bunlarin ne alakasi var denilebilinir. insaat sektörü, bankalarla yani; ülke ici ekonomi ile icli dislidir. buna en güzel örnek; amerika´da meydana gelmis olan mortgage krizidir. hala dünya bu krizden götünü basini toplayabilmis degildir.

    yukarida anlatilanlar sadece temel bilgi olsun diye kisaca anlatilmis olanlardir. daha fazla ayrintiya girersek okumaktan telef olursunuz. ilgisini ceken olursa özelden tartisabiliriz. simdi öylesine kaba taslak hizli bir giris, gelisme ve sonuca baglanalim.

    - Bir ev begenirsin ve almak istersin ama paranin tamami olmadigi icin kredi basvurusunda bulunursun. Kredi borcunu alabilmek icin önce bankaya birikimini güvence olarak gösterirsin.

    - Evi satin alirsin. evin ödemesi evi satana pesin yapilir. yani evin sahibine evi taksitle ödemezsin. bu yüzden gidip bankadan kredi alirsin. aldigin para evi satin aldigin kisiye banka tarafindan dogrudan ödenir. insaati yapan sirket bütün parayi alir ve gider.

    - Bankaya aylik kredi borcunu ödersin ve sen gibi bir cok kisi de ayni seyi yapar.

    - Bu esnada bircok kisi kredi borcunu ödeyemez. Cünkü; banka önüne gelene kredi vermistir.

    - Krediyi aldigin bankadan parasini yatirmis diger kisiler ev almak icin parasini cekmek isterler (bkz. Madde-1) ama bütün parayi sana vermistir. alacaklarina parayi veremez ve iflas ceker.

    - Bosuna sevinme. iflas cektigi icin senin almis oldugun kredi yanmaz. sen o parayi yine de ödemek zorundasindir. cünkü evin tapusu hala bankadadir.

    - Alacaklilar paralarini alamadiklari icin ev alamazlar. insaat sektörü ev satamayinca yavaslar ve artik hic satamayinca batmaya gider.

    - Insaat sektörü batmaya baslayinca, sen de issiz kalirsin. cünkü; bulundugun ülke sadece insaat üzerine calismaktadir.

    - Sen de issiz kalinca kredi borcunu ödeyemezsin.

    - Kredi borcunu ödeyemedigin icin, bankayi devralan diger banka veya kisi senin evine el koyar. Sen de sokakta kalirsin.

    - Bu da ic ekonomiyi tamamen zedeler. Cünkü; sen artik hem evinin, hem gelirinin, hem de diger giderlerinin vergisini ödeyemiyecek durumdasindir. (burada tek sen diye düsünme senin gibi bir sürü adam var.)

    - Devlet bütcesine artik para girmemektedir ve herkes borclandirilmistir. Yastik alti diye bir güvence yoktur. Devlet ici ekonomisi dönmemeye baslar. Bu da o ülkenin batmasina sebep olur.

    Kisaca basligi tanimlayacak olursak; devlet eli olmadan insaat sektörünün arz - talep dogrultusunda gitmesi ülkeyi batirmaz. Devlet, ki o devlet bankalara yol acan bir hükümet ile yönetiliyorsa o ülke coktan batmistir bile. Bakkal bile defter tutmuyor artik. Dogrudan banka kartindan cekiyorsa; o ülkeye yatirim yapmak bile sacmaliktir.
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük