sessiz bir tan yeri ağarması bedenim
ben bedenimin bedenine dokunmasını özledim
yosun bağlamışken hücremin duvarları
ben üç-beş adımlık voltalarda
sana koşmayı özledim.
yanmışsam;
hayat yalnız bırakıyorsa da insanı
ve yangında en sevdikleri şeyi kurtarmayı
unutuyorlarsa da insanlar
ben seni yangınlarımdan ayrı tutmayı özledim
yapıştırdığımız afişler bir bir düşürülürken yerlere
afişte yazanlara inat ben seni yazmayı özledim
direnmişliğim her köşesine sinmişken ayrılığın
varlıkla yokluğun arasındaki ince çizgiyi
ayırt edemese de gözlerim
ben gözlerimin en farkındalığını
yani seni görmeyi özledim
içimde kalmayacak...
tozunu da yutsam bu dört duvarın
müjdesi gelene kadar haberinin
ben senin habercinin yolunu özledim
isteksizliğimin zirvesindeyken geleceğim
ben geleceğimin tek garantisi
seni özledim