efendim ortaçağ hurafeleri olan, cin, peri, büyü gibi şeylere inanmamakla beraber, bu coğrafyada birlikte yaşadığımız fethullah cemaati mensuplarının içinde bulunduğu ruh hali normal insanları bu şekilde düşünmeye zorlamaktadır.
misal bir fethullahçı ile konuştuğunuzda söyleyeceği şeylerden ilki; ''allah seni inandırsın hocaefendinin kendine ait hiçbir şeyi yok'' olacaktır. dünya genelinde onlarca şirkete hükmeden, dünyanın dört bir yanında okullar açan(her ne kadar cia desteği ile olsa da), basın-yayın kuruluşları olan ve iktidara hükmeden bir tarikat liderinin beş kuruşu olmaması ilginçtir. hepsini geçtim yahu bu adama utah'ta komşuları mı bakıyor senelerdir?
ama çocukça savunmalar bu kadarla bitmişte değildir. ilim irfan yuvası olma iddiasındaki uludağsözlük'ün, pek değerli yazarları arasında da mesela mr. fethullah gülen'in çok hayırsever bir insan olduğu, bizim gibi kemalist-faşistlerin ise bugüne kadar hayatlarında bir çocuğa değil bisiklet almak, ciklet bile almadığımızı iddia edenler vardır. dini sömürüp babalarından aldığı paraların milyonda biri ile iki çocuk sevindirdiği için insanlar iyi yaftasını hakediyorsa; işgal başladığından beri amerikan askerleri ırak'ta binlerce dolarlık hediye dağıtmışlardır çocuklara. onları dünyanın en hayırsever insanları olarak ilan ediyorum...
velakin bitmedi. büyülenmiş fethullahçılara bir örnekte milliyetçi olduğunu iddia edip bu cumhuriyet düşmanı oluşumun içerisinde yer alanlardır. 60'larda kürtçülükten gözaltına alınmış fethullah gülen, üstadı, ilham kaynağı said-i kürd ve türk milliyetçiliği. ne kadar enteresan bir üçlü değil mi? aynı adamlar cia elemanlarının ders verdiği fethullah okullarının, turana hizmet edeceğinide düşünmektedirler.
insan sevgisi ile dolup taşan fethullah cemaatinin bireyleri, sözgelimi bir yüksek mevkiye geldikleri zaman, atama yapacakları kişileri acaba hakkaniyet ölçüsüne göre mi, yoksa kendi cemaatlerinden olup olmamalarına göre mi kategorize eder? fethullahçının humanizmi kendi içlerinden olanadır. onlar kendilerini bir cihad içerisinde gördüklerinden kendilerinden olmayanı mutlaka başı ezilmesi gereken bir düşman olarak görmektedirler. bu sözlükte yazarak bizi şereflendiren(!) bir örümcek kafalınında bir başlık altında belirttiği gibi ''bugün hakim, savcı olabilmenin birinci koşulu; bu cemaatin içinden olmaktır''.
bu düzenden çıkar sağlayanların onu savunması normal olmakla beraber; sadece gönül bağı olan ve hiç bir zaman inandığı insanların bir kıyağını göremeyecek meczupların insan mantığını zorlayan savunmalar yapması oldukça komik bir durumdur
