1001 gece masallarındaki kırk haramiler, adı üstünde kırk kişiydiler ve acımasızlıkları ve yaptıkları büyük soygunlarla anılırlardı.
zaman değişti ve bir gün bir ülkede bunların genişletilmiş bir versiyonu ortaya çıktı.
bunlar bildiğimiz haramiler gibi değillerdi. öncelikle sayıları 40'ın çok üzerindeydi ve onlar gibi saklanmadan ortalıkta geziniyorlardı. bunlar takım elbise giyip kravat takan, pahalı parfümler kullanan, alnı secdeye varırken bile nasıl hırsızlık ve kötülük yaparım, nasıl dolandırırım diye planlar kuran, cahillikte farksız olsalar da, kırk haramilere rahmet okutacak derecede açgözlü, soysuz, kanun ve hukuk tanımayan, insanları köleleri ve memleketi babalarının çiftliği gibi gören, en ufak itiraz edenleri zindanlara attıran, halkı yalanlarla kandıran, bu arada inanılmaz soygunlar yapan ve yaptıklarını hemen inkar eden, bir de zeytinyağı misali üste çıkıp kendilerini yakalayan zaptiyelere suç isnat edip onları zindanlara attıracak kadar şerde becerikli, utanmaz, arsız, vicdansız , kösele suratlı süper yavuz hırsızlardı. soylarının 40 haramilere dayandığı halk arasında kulaktan kulağa fısıldanmaktaydı.
bunlar çaldıklarını o meşhur mağarada saklamadılar. saklamadılar, çünkü ali baba gibi birilerinin bulmasından korkuyorlardı. bunların başka ve türlü yöntemleri vardı, ama en fazla "helvetia" denen uzak bir gavur ülkesindeki bankalarda inanılmaz büyüklükte gizli kasalarda çaldıkları hazinelerini saklıyorlardı.
bunların halkın alınteriyle dolu koca koca kasaları vardı, ama hiçbirisinin kefeninde cep yoktu.
onlar da 40 haramiler gibi "genişletilmiş kırk haramiler" olarak "iğrençlikler tarihi"nde yerlerini aldılar.