ivit,
siz nifretlerle dolu olduğum sözlük yazarlarına özel açtığım başlık. size bırakın bitimi, çürük dişimi bile virmem. şimdi dağılın alt parağrafa naş naş.
artık neye inanacağını bilmiyordu. kendisine sorular sormayalı henüz bir kaç saat olmuştu. üstünkörü elinin tersiyle masanın kenarına doğru yığılan eşyalar gibi birikmiş tortularını bir kenara bırakmıştı. kayıtsız bir dinginlik... içindeki neydi huzur muydu, emin değildi. iyi alınmış bir uykunun ertesindeki derin mağrurluğun bunda bir etkisi olduğunu da düşündü. aşk sinsice yaklaşan ve onu yavaşca ele geçiren zehirli bir sarmaşık mıydı. neyse neydi. bak yine sorular sormaya başlamaştı kendine. bu durum güldürdü onu. güldüğü zaman daha çekilir biri olduğunu düşündü. ona yakışıyordu.
aslında onunla aslında pek bir şey paylaşmıyorlardı. birbirleri hakkında çok az şey biliyorlardı. gündelik hayatta en çok kullanılan "nasılsın" sorusu bile aralarında dolaşmıyordu. hissettiklerine yanılgı olmalı diye düşündü. ne de olsa aşk bir yanılsama değil miydi? aşkı biliyordu ve onun azgın dişlerine artık kolay kolay teslim eder miydi kendini. gerçekçilik ve hayalperestlik arasındaki çizgide olduğunu düşündü. zaten şu an tam da ortadaydı. yoksa ?
aklına birden ona dair bir imge geldi.. onun bilinmezliğini çok merak etse de hiç sormamak ona tuhaf bir özgürlük veriyordu. kendisine de hayatının derinlerine ait bir şeyler sorulmamıştı. bu durum aralarında görünmez bir merak ve bir o kadar görünmez bir bağ içeriyordu. birbirlerinin özgürlüklerine ve kendi dünyalarına saygı duymalarına yol açıyordu. bu aşk mıydı tartışılırdı ama aslında bitini bile virmemekti bunun nedeni.
++ ii günler.